Bir kez daha, bir yabancı büyükelçi geldi Türkiye’ye, bir yerleri ziyaret etti, işin içine haddini aşan unvanlar koydu, millî egemenliğimizi yok saydı. 11 Ağustos 2025’te ABD Büyükelçisi Fener Rum Patrikhanesi’ne gitti, başpapaza “Ekümenik” dedi. Peki, kim bu “Ekümenik” denen? Türkiye’de böyle bir statü yok, böyle bir otorite tanınmaz!

Lozan Antlaşması hâlâ yürürlükte, 1923 mübadele sözleşmesi hala geçerli. Fener Rum Patrikhanesi, sadece İstanbul ve Gökçeada’daki Rum cemaatinin dinî işlerine bakmakla mükellef. Bu ülke laik bir hukuk devleti. Ne Vatikan gibi ayrı bir din devleti var, ne “Ekümeniklik” diye bir şey… ABD’nin büyükelçisi ise kalkıyor, kendi istediği gibi davranıyor, görev alanını aşarak Türkiye’nin içişlerine müdahale ediyor.
Göreve geldiğinden beri neler yapmadı ki! Osmanlı Millet Sistemi’ni yeniden hortlatmak istedi, bölge dengelerini tehdit eden tehditler savurdu, İsrail’in bölgedeki niyetlerini örtülü örtüsüz dillendirdi. Ve şimdi Fener Rum Patrikhanesi üzerinden Türkiye’nin egemenliğini rencide ediyor.
Bundan sonra sorarım: Türkiye kimin sömürgesi? Kim bu adamı diplomatik nezaketle uyarmak, görev sınırlarını hatırlatmakla kalacak? Artık gereği yapılmalı, bu büyükelçi derhal “istenmeyen kişi” ilan edilmeli ve sınır dışı edilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti, küçümsenecek, istediği gibi yönetilecek bir ülke değildir. Türk milletinin iradesi, bu toprakların yegâne sahibidir. Her kim haddini bilmezse, karşısında milli iradeyi bulur. Bu topraklarda “Ekümeniklik” hayali kuranlar, hayallerinde boğulacaktır.
Yorumlar kapalı.