Devlet dediğimiz şey, sadece kurumlar topluluğu değil; adaletle ayakta duran, hak ve hakkaniyet duygusunu her bir vatandaşına şamil kılan bir yapıdır. Bu yazıyı okuyan herkese sesleniyorum: 13 ay boyunca polis üniforması giymiş, nöbet tutmuş, operasyonlara katılmış, “sen artık bu devletin polisisin” denmiş bir genci düşünün. Adı: Eray Varlı. Bir gün bir yazıyla, “Sen polis memuru olamazsın. O yüzden yaptığın polislik de geçersiz” denilerek kapının önüne konuluyor.
Bu nasıl bir hukuk anlayışıdır? Bu nasıl bir devlet aklıdır?
Pomem öğrenciliği sırasında alınan bir sağlık raporu bahane edilerek, mesleğe kabul edilmiş, ataması yapılmış, sicil numarası verilmiş, tüm yetkileri kullandırılmış bir memura, tam 13 ay sonra, “pardon, yanlışlık olmuş” deniyor. Peki 13 ay boyunca bu genç neydi? Sivil mi, polis mi? Ya bir çatışmada yaralansaydı? Şehit olsaydı? O zaman ne denilecekti? “Aslında şehit de sayılmıyor, çünkü biz onu yanlışlıkla göreve başlatmışız mı?” denecekti annesinin gözlerinin içine baka baka?
Bu gençlerin dramı sadece bir kişinin değil. Şu anda sayıları 2500’ü bulan polis memuru, aynı hukuksuzlukla karşı karşıya. Hepsi aynı kaderi yaşıyor: Bir dönem polis olarak görev yap, sonra geçmişteki bir kararla meslekten atıl! Bunun adı ne yönetimdir ne de hukuk. Bu olsa olsa bürokratik cinnet halidir.
Madem yargı kararına uyacaktınız, neden bu gençleri atadınız? Madem bu kararlar vardı, neden beklettiniz? Neden insanlara bir meslek, bir kimlik, bir gelecek verip sonra alıyorsunuz? Bunların hiçbirine mantıklı bir cevap verilemez. Çünkü ortada mantık yok; adaletsizlik var, ihmal var, vicdansızlık var.
Kaldı ki bu çocuklar sayı değil, istatistik hiç değil. 2500 tane anne-baba, 2500 tane evlat, 2500 tane hüsranla bitmiş hayat var. Bu kadar insanın hayalini yıkmak, ruhlarını yaralamak hangi kamu yönetimi anlayışına, hangi adalet duygusuna sığar?
Hükümete, İçişleri Bakanlığı’na ve ilgili tüm mercilere sesleniyorum:
Bu adaletsizlik artık telafi edilmelidir.
15 Aralık 2022 tarihli kararnamenin çerçevesi genişletilmeli, bu gençlerin yaşadığı haksızlık hukuki bir zemine oturtularak giderilmelidir. En azından genel idare hizmetlerine geçiş hakkı tanınmalı, özlük hakları korunmalı, itibarları iade edilmelidir. Bir devletin gücü, vatandaşına verdiği sözde, gösterdiği sadakatte ve gösterdiği vefadadır. Eğer bu yapılmazsa, bu çocuklar sadece görevlerinden değil, devlete olan güvenlerinden de koparılacaktır.
Polis Teşkilatı bu milletin göz bebeğidir. Görev başındaki her polis gibi, onların da onuru, itibarı, mesleki güvenliği yasal güvenceye alınmalıdır. Kanunlar ve yönetmelikler, kurumların keyfine göre eğilip bükülemez. Bu ülkede hukuk varsa, önce bu çocukların haklarını teslim etmekle başlamak gerekir.
Yazımın sonunda, şunu bir kez daha ifade etmek isterim:
Polislik bir kimliktir. Eray Varlı bu kimliği 13 ay boyunca onuruyla taşıdı. Şimdi o kimliği hiçe saymak, sadece Eray’ı değil, bu üniformayı giyen her kardeşimizi yaralar.
Tüm polis teşkilatına selam olsun.
Aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Yorumlar kapalı.