Son günlerde dijital dünyanın devleri ile devlet propagandası arasındaki kirli ittifaklar bir kez daha gündeme oturdu. Google ve YouTube’un, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisiyle 45 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladığı ortaya çıktı. Bu anlaşma, “Hasbara” olarak adlandırılan bir propaganda kampanyasını kapsıyor ve Gazze’deki insani krizi inkar eden reklamları dünya çapında yaymayı hedefliyor. Sözleşme, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü askeri operasyonları meşrulaştırmak üzere tasarlanmış, soykırımı, çocukların toplu katliamını ve kıtlık gerçeğini reddeden içerikler üretmeyi içeriyor. Bu gelişme, teknoloji şirketlerinin siyasi çıkarlara nasıl alet edildiğini gözler önüne sererken, küresel vicdanı yaralayan bir skandal olarak tarihe geçebilir.
Öneri Makale Okuyunuz: https://halk-meclisi.com.tr/yazarlar/simge-erciyas/konu/siyaset-ve-siyasetci-icin-degil-halkin-varligi-icin-savasmali
Hasbara, İsrail’in uzun yıllardır kullandığı bir propaganda stratejisi.
Kelime İbranice’de “açıklama” anlamına geliyor, ancak pratikte İsrail’in politikalarını savunmak, eleştirileri bertaraf etmek ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullanılan bir araç. 1960’lardan beri aktif olan bu yaklaşım, sosyal medya çağında daha da sofistike hale geldi. İsrail hükümeti, Hasbara’yı bir “halk diplomasisi” olarak pazarlasa da, eleştirmenler bunu sistematik bir yalan makinesi olarak görüyor. Gazze’deki çatışmalarda, İsrail ordusunun (IDF) eylemlerini “savunma hakkı” olarak çerçeveleyen Hasbara, sivil kayıpları minimize etmekte usta. Şimdi Google’ın devreye girmesiyle, bu propaganda YouTube ve Google Ads üzerinden milyonlarca kullanıcıya ulaşacak. Anlaşmanın detaylarına göre, altı aylık bir süre boyunca 45 milyon dolarlık bütçe, Gazze’deki “kıtlık yok” iddiasını destekleyen videolar ve reklamlar için harcanacak. Bu, Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım örgütlerinin raporlarıyla çelişen bir anlatı: Gazze’de binlerce çocuk açlık sınırında, bombardımanlar altyapıyı yok etmiş durumda.
Anlaşmanın ortaya çıkması, Drop Site News’in araştırmacı gazetecilik çalışması sayesinde oldu.
Habere göre, Netanyahu’nun ofisi doğrudan Google ile müzakere etmiş ve sözleşme Mayıs ayında imzalanmış. Bu, İsrail’in dijital alanda yürüttüğü daha geniş bir kampanyanın parçası. Daha önce de İsrail Dışişleri Bakanlığı, Avrupa’da 150 milyon dolarlık bir Hasbara bütçesi ayırmıştı, hedefinde Almanya gibi ülkeler vardı. Google’ın bu anlaşmada rol alması, şirketin etik sınırlarını sorgulatıyor. Hatırlayalım, Google daha önce de İsrail ile “Project Nimbus” adlı 1.2 milyar dolarlık bir bulut bilişim sözleşmesi imzalamıştı. Bu proje, İsrail ordusuna yapay zeka ve veri analizi araçları sağlıyor, ki bu da Filistinlilere yönelik gözetim ve hedeflemeyi kolaylaştırıyor. Çalışanlar arasında protestolara yol açan bu anlaşma, Google’ın “Don’t Be Evil” sloganını terk etmesinin bir simgesi haline gelmişti. Şimdi Hasbara ile bir adım daha ileri gidiliyor: Teknoloji devi, doğrudan propaganda yayımcılığı yapıyor.
Bu skandal, sadece teknolojik bir işbirliği değil, aynı zamanda siyasi bir ittifak.
İsrail, Gazze’de devam eden operasyonlarında uluslararası baskı altında. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarma olasılığı artarken, Hasbara gibi araçlar imajı düzeltmek için kritik. Propaganda, “Gazze’de kıtlık yok, yardım ulaşıyor” gibi iddiaları öne çıkarıyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Oxfam gibi kuruluşlar, Gazze’de açlığın kitlesel bir felakete dönüştüğünü raporluyor. Binlerce çocuk yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybediyor, hastaneler yıkılmış, su ve gıda kaynakları kısıtlı. İsrail’in yardım konvoylarını engellemesi, sivilleri hedef alması gibi eylemler, soykırım suçlamalarını güçlendiriyor. Google’ın bu yalanları yayması, şirketi suç ortağı konumuna düşürüyor. Eleştirmenler, bu anlaşmanın ifade özgürlüğünü baltaladığını ve platformların tarafsızlığını yitirdiğini savunuyor.
Sosyal medya platformlarında bu haber hızla yayıldı. X (eski Twitter) üzerinde binlerce paylaşım, Google’ı boykot çağrılarıyla dolu. Kullanıcılar, “Hasbara”yı bir “yalan fabrikası” olarak nitelendiriyor ve teknoloji devlerinin siyasi çıkarlara boyun eğmesini kınıyor. Örneğin, bir kullanıcı, “Google, soykırımı inkar ederek para kazanıyor” diye yazmış. Bu tepkiler, daha geniş bir dijital direnişin parçası. İsrail’in benzer kampanyaları daha önce de Avrupa’da yürütülmüş, milyonlarca euro harcanmıştı. Ancak Google’ın katılımı, ölçeği büyütüyor. Şirket, reklam gelirlerini artırırken, etik sorumluluğunu göz ardı ediyor. Bu, Silikon Vadisi’nin savaş endüstrisiyle iç içe geçtiğinin bir kanıtı.
Peki, bu anlaşmanın sonuçları ne olacak?
Öncelikle, kamuoyunun algısını etkileyecek. Milyonlarca insan, YouTube videoları izlerken bu propaganda reklamlarıyla karşılaşacak. Bu, gerçekleri bulanıklaştırarak İsrail’in lehine bir anlatı yaratacak. İkincisi, teknoloji şirketlerinin hesap verebilirliği tartışmasını alevlendirecek. Google çalışanları zaten Project Nimbus nedeniyle istifa etmiş, protestolar düzenlemişti. Bu yeni anlaşma, içerde daha fazla huzursuzluk yaratabilir. Üçüncüsü, uluslararası hukuk açısından bir emsal olabilir. Soykırımı inkar etmek, bazı ülkelerde suç. Eğer Google bu reklamları Avrupa’da yayınlarsa, yasal sorunlar yaşanabilir.
Google ile İsrail’in Hasbara anlaşması, dijital çağın karanlık yüzünü gösteriyor.
Teknoloji, bilgi akışını demokratikleştirmesi gerekirken, burada baskı aracına dönüşüyor. Gazze’deki trajedi devam ederken, bu gibi ittifaklar vicdanları yaralıyor. Dünya, bu skandala sessiz kalmamalı; boykotlar, protestolar ve yasal mücadelelerle hesap sorulmalı. Aksi takdirde, yalanlar gerçeğin yerini alacak ve adalet bir kez daha kaybedecek.
Kaynaklar
- Middle East Monitor: Google under fire for $45m deal with Netanyahu’s office to spread Gaza genocide propaganda
- Drop Site News: Google’s $45 Million Contract With Netanyahu’s Office to Spread Israeli Propaganda
- The New Arab: Hasbara crisis: Has Israel already lost its global PR war?
- Al Jazeera: Israel’s starvation denial is an Orwellian farce
- YouTube: How Israel uses ‘hasbara’ to shift narratives in its favour
- GreenMe: The reality behind Israel’s propaganda ads on Gaza
İçindekiler
- 1 Hasbara, İsrail’in uzun yıllardır kullandığı bir propaganda stratejisi.
- 2 Anlaşmanın ortaya çıkması, Drop Site News’in araştırmacı gazetecilik çalışması sayesinde oldu.
- 3 Bu skandal, sadece teknolojik bir işbirliği değil, aynı zamanda siyasi bir ittifak.
- 4 Peki, bu anlaşmanın sonuçları ne olacak?
- 5 Google ile İsrail’in Hasbara anlaşması, dijital çağın karanlık yüzünü gösteriyor.
Yorumlar kapalı.