24 Temmuz 1923… Tarihin rüzgârları bugünü, yalnızca bir anlaşma tarihi olarak değil; bir milletin küllerinden doğarak, alnı açık ve başı dik bir biçimde dünya sahnesine barışla dönüşünün simgesi olarak yazdı.
Lozan Barış Antlaşması, sıradan bir diplomatik metin değildir. O, emperyalizmin Anadolu bozkırlarında kırıldığı, işgal zincirlerinin bir daha vurulmamak üzere parçalandığı bir milletin tapusudur. Türk milleti için Lozan, yalnızca bir “anlaşma” değil, binlerce yıllık devlet geleneğinin çağdaş hukuk önünde yeniden tanınmasıdır.
Bir ulusun kaderi, İsviçre’nin Lozan kentinde masa başında yeniden çizilmeye kalkışıldığında, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen orada olan heyet, arkalarında sadece bir hükümetin değil, bağımsızlık yemini etmiş bir halkın iradesini taşıyordu. O masa, Anadolu’nun her köyünde, her dağına yazılmış özgürlük şarkılarının yankılandığı bir müzakere masasıydı.
Baş delegemiz İsmet Paşa’nın masaya vurarak kararlılık gösterdiği bu müzakere süreci, Türk milletinin dünyaya söylediği şu sözle özetlenebilir:
“Bizi tanımayan hiçbir barış, barış değildir!”
Lozan, sadece sınırların çizildiği bir belge değildir. Lozan, Türk kadınının başını dik tutmasını sağlayan, Türk çocuğunun geleceğini güvenceye alan, milletimizin hür yaşama hakkının evrensel hukukla tescillendiği bir nişandır.
Bugün Lozan’a bakarken, sadece diplomasi tarihini değil; kanla, canla, irfanla örülmüş bir kurtuluş destanının nihai mühürlenişini görmeliyiz. O antlaşma, Sevr’in kefenine sarılmış bir halkın yeniden doğuş belgesidir. O belge, Anadolu’nun bağrında yükselen “Ya İstiklal Ya Ölüm” haykırışının, dünya masasında ete kemiğe bürünüşüdür.
Lozan, barışın adıdır. Ama bu barış, teslimiyetin değil; mücadeleyle kazanılmış haklılığın barışıdır. Ve bu barış, bir milletin, tüm mazlum milletlerin umudu olmuştur.
Bugün, bu tarihi dönüm noktasının 102. yılında, Lozan’a sahip çıkmak, yalnızca bir geçmişi yâd etmek değil; geleceğimizi koruma sorumluluğudur.
Çünkü barış, sadece silahların susması değil; adaletin konuşmasıdır.
Ve biz biliyoruz ki:
Lozan, Türk milletinin savaşarak ve adaleti savunarak kazandığı bir Dünya barış hareketidir.
Yorumlar kapalı.