Türkiye’nin siyasi ve güvenlik yapısında, 1996’daki Susurluk skandalının yaraları henüz kapanmamışken, yeni bir sistematik çürüme iddiaları gündeme bomba gibi düştü. İktidar ve Ortaklarının avukatlarının mafya sofralarında boy göstermesi, savunma sanayinde milyarlık vurgunlar ve siyasi şantaj mekanizmaları, kamuoyunda “Susurluk 2.0” olarak niteleniyor. İnternet ve haber kaynaklarından derlenen bilgiler, bu iddiaların tesadüf olmadığını, planlı bir kurguya işaret ettiğini ortaya koyuyor. Peki, bu karanlık ağ, Türkiye’nin güvenlik mimarisini nasıl tehdit ediyor?

Masadaki İsimler: Mafya Liderinden Bakan Avukatına
Skandalın merkezinde, Ülkücü kökenli mafya lideri Selahattin Yılmaz ve eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı Avukat İsmet Sayhan bulunuyor. Sayhan, bir dönem devletin silah fabrikasını yönetirken, bugün Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Bakanı Yaşar Güler’in resmi avukatı. Aynı zamanda MSB’yi dava eden özel savunma şirketlerinin de hukukçusu olarak görev yapıyor. Bu çifte rol, güvenlik şemsiyesinin delik deşik olduğu sorusunu akıllara getiriyor. 27 Ağustos’ta “suç örgütü üyeliği ve casusluk” suçlamalarıyla tutuklanan Sayhan’ın, Assan Group ile bağlantısı ve devlet sırlarını sızdırdığı iddiaları, bu tabloyu daha da karartıyor.

Selahattin Yılmaz ise çek-senet mafyasının önde gelen isimlerinden. 17 Ağustos’ta İstanbul merkezli bir operasyonla “suç örgütü liderliği” suçlamasıyla gözaltına alındı. BBC’nin raporlarına göre, Yılmaz, Alaattin Çakıcı ve Sarallar grubuyla yakın ilişkilere sahip; Bahçeli ile de bağlantıları olduğu öne sürülüyor. Aziz İhsan Aktaş adlı itirafçının susturulma girişimleri, bu karanlık ağın bir başka boyutunu gözler önüne seriyor. Aktaş, Beşiktaş Belediyesi yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi olarak 13 Ocak’ta tutuklanmış, etkin pişmanlıkla serbest bırakılmıştı. DW’nin analizine göre, Aktaş’ın ifadeleri siyasi kavgaları alevlendirirken, susturma girişimleri asıl tehlikeyi işaret ediyor.

Savunma Sanayii: Hurda Silahlar, Milyarlık Vurgun
Savunma sanayii, bu skandalın en kritik halkası. MKE’den çıkan teknolojinin, mafya-şirket hattında on katına satıldığı iddia ediliyor. Sayhan’ın tutuklanması, bu suçlamaları somutlaştırdı. Habertürk’ün yayınladığı ifadelere göre, Sayhan, “MKE’ye karşı değil, MSB’ye avukatlık yaptım” dese de Assan-MKE davasındaki rolü şüpheli. Bianet’in analizleri, Sayhan’ın Bahçeli’ye yakınlığını ve MHP’nin yeraltı figürleriyle iç içe halini vurguluyor. Genç kuşak mafya üyeleri Enes Uğur ve Ömer Kaan Yılmaz ise babalarının izinden giderek siyasete sızıyor. İddialara göre, CNC atölyelerinde replika tüfek ve Glock üretip çetelere satıyorlar.

Şantaj İttifakı: Siyasi Rehin Alma
Bu tablo, siyasi bir şantaj mekanizmasını gözler önüne seriyor. Erdoğan’ın, Bahçeli’yi elindeki dosyalarla rehin tuttuğu öne sürülüyor. Sinan Ateş cinayeti delilleri, bu şantajın temelini oluşturuyor; MHP’nin erken seçime yanaşamadığı veya CHP ile iş birliği yapamadığı belirtiliyor. Bahçeli’nin 19 Ağustos’taki “İBB soygun düzeni” eleştirisi, ironik bir şekilde kendi partisinin mafya bağlantılarını gölgede bırakıyor. Finansman ise kirli: Savunma ihalelerinden hortumlanan milyarlar, çek-senet dolandırıcılığı ve kara para aklamaları. Trol ordularının bile mafya fonlarıyla beslendiği iddia ediliyor.
Susurluk 2.0: Kaza Yok, Kurgu Var
1996’da bir kaza her şeyi açığa vurmuştu; bugün ise gazete manşetleri, mahkeme dosyaları ve açık kaynaklar, sistematik bir İktidar-mafya birleşimini döküyor. Eski Jandarma Komutanı Arif Çetin’in Yılmaz ile fotoğrafları, bu bağlantıyı kanıtlıyor. Erdoğan’ın stratejisi: Bir taşla üç kuş – Bahçeli Mehmet Uçum prangasında, CHP baskı altında, mafya korunaklı. Yargı bağımsız değil, medya özgür değil, mafya ise “İktidar dışı” değil. Üçü birleşince, ortaya resmî bir çürüme çıkıyor.

Mafyayla Kurulan İktidar, Mafyayla Yıkılır
Fotoğraflar: Birinde bayraklı protokol, diğerinde mafya sofrası. Birinde bakanlık vekaleti, diğerinde yeraltı patronuyla çay masası. Bu kareler Susurluk 2.0’ın belgeleri.
Türkiye’nin kara parası sadece sokakta değil, Sosyal medyada da destekleniyor.
Trol ordularının fonu mafya gelirlerinden geliyor. Hem devleti soyuyorlar hem toplumu manipüle ediyorlar.
Bu üçü birleşince ortaya çıkan şey: “Paralel” değil, resmî bir İktidar –mafya düzeni.
Bu karanlık ağ, sadece bir ifşa değil; bir uyarı.
Kamuoyu, bu zinciri kırabilir mi, yoksa Susurluk’un laneti 2025’te yeni bir buhrana mı dönüşecek?
Siyaset kendini arındırmazsa, millet sorgular: Bu çeteler kimlerin kalkanı?


Kaynaklar
- BBC: Selahattin Yılmaz operasyonu – 17 Ağustos 2025
- DW: Aziz İhsan Aktaş soruşturması – 13 Ocak 2025
- Habertürk: İsmet Sayhan ifadesi – 27 Ağustos 2025
- Bianet: MHP-mafya bağlantısı – 25 Ağustos 2025
- Aposto: Beşiktaş Belediyesi skandalı – 13 Ocak 2025
- Cumhuriyet: Selahattin Yılmaz gözaltısı – 17 Ağustos 2025
- Cumhuriyet: İsmet Sayhan kimdir? – 24 Ağustos 2025
- Duvar English: Sinan Ateş davası – 1 Temmuz 2024
- Bahçeli’nin “İBB soygun düzeni” konuşması – 19 Ağustos 2025
Yorumlar kapalı.