Yine Yaptılar Yapacaklarını!

27 Aralık… Türk milletinin hafızasında yalnızca bir tarih değil; bir dirilişin, bir kararın ve bir milletin kaderini yeniden yazdığı gündür. Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 106. yılında, Türk milleti yine Atası’nın huzuruna koştu. Günlerdir yapılan çağrılar, duyurular, paylaşımlar neticesinde, binlerce vatansever Anıtkabir’de buluştu. Ben de oradaydım; binlerce Türk milliyetçisiyle omuz omuza, hem mevcut siyasi sistemi protesto etmek hem de Atamıza bağlılığımızı bir kez daha ilan etmek için… Ancak ne yazık ki, yine yaptılar yapacaklarını.

Yine birlik olmak üzere yola çıkan topluluklar, bir şekilde bölündü.
Bazı “siyasi parti” temsilcileri mi desem, “kanaat önderi” ya da “STK başkanı” mı bilemiyorum… Fakat şu açık ki; bir araya gelen insanların birlikte ve koordineli hareket etmesini istemediler. Herkes kendi grubunu oluşturdu, kendi çevresini toparladı. Halbuki amaç bir “ortak buluşma” idi, bir “milli kenetlenme” idi. Biz bölünmek için değil, bir olmak için oradaydık.

Yine de Türk’ün mayasında yılgınlık yoktur.
Dağınıklığa rağmen, sahada yine dirayetli insanlar devreye girdi.
Ahmet Yılmaz, Varol Esen, Adem Yıldız gibi isimler, geride kalanları da alarak Anıtkabir dışında toplantı yapılan alana taşıdılar. Fedakâr insanlar, Türk milletinin öz evlatları… Ve o alanda, Pakize anne’nin elini öpen gençlerin oluşturduğu manzara, her şeye bedeldi. O an, Türk’ün kalbi yine aynı ritimle attı.
Birliğe kastedenler, belki bir kez daha planlarını uyguladılar ama bu milletin gönlündeki sevdayı söndüremediler. Çünkü o sevda, sadece bir geçmiş hatırası değil; geleceğe dair bir kararlılıktır.
Biz oradaydık!
Atamızın izinde, Türkiye’nin birliğini, bağımsızlığını ve geleceğini savunmak için…
Bu vesileyle, fedakârlık yapıp gelen tüm kandaşlarıma, yurttaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Gelmek isteyip de şartları elvermeyenleri de selamlıyorum. İnancım tamdır ki; bir sonraki buluşmada daha kalabalık, daha kararlı ve daha gür sesli olacağız.
Türk milleti, kendi kaderine sahip çıkmaya devam edecektir.
Ve hiçbir güç, Atatürk’ün emanet ettiği bu Cumhuriyet yolundan bizi çeviremeye yetmez.
Ne mutlu Türküm diyene