Ankara – Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan ve kamuoyunda “Eve Dönüş” olarak kodlanan, muhalefet kanadında ise “Sevr Komisyonu” olarak nitelenen yapıya Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) katılım kararı, siyaset gündemini adeta sarstı. Hukuksuz, yetkisiz ve anayasa dışı olarak tanımlanan bu yapıya CHP’nin katılımı, “denetim” bahanesiyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Ancak perde arkasında halkın yoğun itirazına rağmen, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi ağırlığının pazarlık masasına sürüldüğü ve komisyondaki varlığın bu isim üzerinden şekillendirilmesi, tepki dalgasını büyütüyor.
CHP’yi Kim, Nereden Yönetiyor?
CHP’nin komisyona göndereceği 10 milletvekilinin profili ise partinin “Atatürkçü” çizgisiyle taban tabana zıt. TBMM muhabirlerinin sızdırıldığı iddia edilen bilgilere göre, görevlendirilen isimler; PKK’ya yakın duran söylemleri, liberal kimlikleri ve Batı merkezli pozisyonlarıyla dikkat çekiyor.
İşte O Tartışmalı Liste:
- Sezgin Tanrıkulu: PKK’ya yakın açıklamalarıyla tanınıyor.
- Enis Berberoğlu: FETÖ ve liberal çevrelere yakınlığıyla sıkça gündeme geldi.
- Namık Tan: Amerikan tezlerine sadakatiyle tanınıyor.
- Türkan Elçi: HDP çizgisine yakın bir figür.
- Deniz Yücel: Parti içindeki “kimlik siyaseti” savunucularından.
- Yüksel Taşkın: Açıkça federasyoncu söylemlerle ön planda.
- Mahmut Tanal: Parti tabanına ters düşen açıklamalarıyla tanınıyor.
- Oğuz Kaan Salıcı: Rudaw TV ile ilişkisi çokça tartışıldı.
- Erdoğan Toprak: ABD çizgisinde, neo-liberal politikaların savunucusu.
- İlhan Kesici: “Sisteme entegre muhalefet” çizgisinde bir isim.
Bu isimlerin komisyona gönderilmesi, taban açısından “CHP’nin gerçek sahipleri kim?” sorusunu gündeme taşıdı. “Atatürk’ün partisi” olarak bilinen CHP’nin, bugün Atatürk’ün kurduğu milli ilkelerden ne kadar uzaklaştığı, seçilen bu listeyle “Meclisten azil edilen İnönü’nün Partisi” iddialarını bir kez daha güçlendirmiş oldu.
“Denetim” Söylemi, Maskelenmiş Teslimiyet mi?
CHP Genel Merkezi, kamuoyunu yatıştırmak için “denetim yapacağız” söylemine sığınsa da gerçekte bu katılımın yasa dışı komisyonu meşrulaştırmaya ve iktidarın yeni anayasa oyununa taşeronluk etmeye yarayacağı yönünde ciddi tanım haklılıkları var. Bu hamleyle CHP, “sistemin muhalefeti” pozisyonuna sıkışıyor, hatta bazı yorumlara göre tamamen bu role razı hale geliyor. Kim bilir belki de kendini buluyor da diyenler var.
Meclis topyekûn 150’liklerin affında ki yarım kalmışlığı tamamlıyor.
Taban Kaynıyor, Partide Fırtına Kapıda
Parti içi samimi Atatürkçü ve samimi ulusalcı kanatlar bu karara sert tepki gösteriyor. Parti içinde ve tabanında komisyona katılım, yalnızca ideolojik bir sapma olarak değil, aynı zamanda siyasi bir intihar olarak görülüyor. CHP’nin geleneksel seçmeninde hayal kırıklığı büyürken, parti içinde büyük kopmaların eşiğine gelindiği ifade ediliyor. Kim bilir belki de amaç CHP’nin son dem intiharıdır.
Parti kulislerinden sızan bilgilere göre; önümüzdeki günlerde birçok CHP milletvekilinin ve teşkilat mensubunun bu tabloya tepki olarak istifa edeceği konuşuluyor.
CHP’de fırtına daha yeni başlıyor.
İmamoğlu merkezli hesaplar, partiyi rotasız bir çıkmaza sürüklerken; bu teslimiyetçi hamleyle, “Atatürk’ün partisi” olmaktan uzaklaşan ve “1939 da İnönü Partisine evirilen” CHP’de istifa dalgasının an meselesi olduğu belirtiliyor.
Yorumlar kapalı.