1. Haberler
  2. AKP
  3. “Aile Yılı”ndan “Cinsiyetsiz Toplum”a: Küreselci İktidarın Halk Düşmanlığı

“Aile Yılı”ndan “Cinsiyetsiz Toplum”a: Küreselci İktidarın Halk Düşmanlığı

CİNSİYET DEĞİŞTİRME

2025 yılı “Aile Yılı” ilan edilirken, Sağlık Bakanlığı sağlık kurulu raporlarına “cinsiyet değişimi” seçeneğini ekledi. Bu düzenleme, Medeni Kanun’daki mevcut hakkı bürokratik açıdan kolaylaştırıyor. Ancak aileyi koruma söylemleriyle çelişiyor. Mansur Yavaş’ın açıkladığı veriler, LGBT derneklerinin büyük kısmının AKP döneminde kurulduğunu gösteriyor. Böylece iktidarın LGBT karşıtı sert söylemleri ile fiili uygulamaları arasındaki çelişki daha görünür hale geliyor.

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de 2025 yılı “Aile Yılı” ilan edilirken, aynı yıl Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık kurulu raporları için yeni bir düzenleme yapıldığı ortaya çıktı. Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yayımlanan resmi yazıda, sağlık kurulu raporları için veriliş nedenleri arasına “cinsiyet değişimi” seçeneğinin eklendiği duyuruldu. Bu teknik düzenleme, ilk bakışta bürokratik bir kolaylık gibi görünse de aslında Türkiye’nin toplumsal cinsiyet politikaları bakımından önemli bir kırılma noktasına işaret ediyor.

Medeni Kanun’dan Sağlık Bakanlığı Genelgesine

Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi, uzun yıllardır cinsiyet değişikliği taleplerinin hukuki çerçevesini belirliyor. Buna göre 18 yaşını dolduran, evli olmayan ve resmi sağlık raporuyla cinsiyet değişikliğinin zorunluluğunu belgeleyen bireyler, mahkemeye başvurarak bu hakkı elde edebiliyor. Ancak bu süreç, psikiyatri ve endokrinoloji raporları, uzun yargılamalar ve ciddi bürokratik engeller nedeniyle zorlu bir prosedür olarak biliniyordu.

Sağlık Bakanlığı’nın bu yeni düzenlemesiyle birlikte “cinsiyet değişimi” seçeneğinin sağlık kurulu raporlarına doğrudan eklenmesi, sürecin şeffaflaşması ve bürokrasinin azalması anlamına geliyor. Böylece mahkemelerin üzerinde olan yük hafifleyebilir, raporların geçerliliği daha net hale gelebilir. Ancak bu gelişmenin toplumsal ve siyasi anlamı, teknik yönünden çok daha tartışmalı.

“Milli ve Yerli” Söylemle Çelişen Emperyalist Adımlar

İktidar, bir yandan “milli ve yerli” politikalarla aile kurumunu güçlendirme iddiasında bulunuyor; 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ediyor. Öte yandan aynı yıl, toplumsal cinsiyet kimliği konusunda bugüne dek atılmamış bir adımı atarak sağlık kurulu raporlarına “cinsiyet değişimi” seçeneğini ekliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce “LGBT’nin koçbaşı olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının hedefi ailedir” sözleriyle dile getirdiği karşıtlık, bu düzenlemeyle bizzat kendi hükümeti tarafından çürütülmüş görünüyor. Bu durum, iktidarın klasik çelişkisini bir kez daha gözler önüne seriyor: Sağ elle savunulan aile ve milli değerler, sol elle liberal düzenlemelerle tersyüz ediliyor.

Mansur Yavaş’ın “LGBT Karnesi” Çıkışı

Tam da bu tartışmaların ortasında Mansur Yavaş’ın yaptığı açıklamalar, iktidarın LGBT politikalarının çifte standardını deşifre etti. Yavaş’ın verilerine göre:

  • LGBT derneklerinin %90’ı AKP döneminde resmileşti.
  • 14 LGBT derneği açıldı, bunların 7’si Süleyman Soylu dönemine denk geliyor.
  • “Müslüman Eşcinseller Derneği” ve bir “LGBT Oteli” yine aynı dönemde faaliyet gösterdi.

Bu tablo, iktidarın kamuoyuna sergilediği LGBT karşıtlığı ile sahada yürüttüğü politikaların birbirini tutmadığını gösteriyor.

“Aile Yılı” mı, “Cinsiyetsiz Toplum Yılı” ya da “Aileleri Yok Etme Yılı” mı?

Görünen o ki iktidar, toplumsal cinsiyet konusunda hem muhafazakâr kesimin tepkilerini yumuşatmak hem de uluslararası alanda liberal normlara uygun görünebilmek için ikili bir politika izliyor. Bu ikilik, hem toplumun muhafazakâr kesiminde kafa karışıklığı yaratıyor hem de muhalifler açısından iktidarın samimiyetsizliğini kanıtlıyor.

Sonuçta ortaya çıkan tablo şudur: Türkiye, “Aile Yılı” ilan edilen bir dönemde, sağlık raporlarına “cinsiyet değişimi” seçeneğini ekleyerek fiilen “Cinsiyetsiz Toplum Yılı”na adım atıyor. İktidar, bir kez daha kendi söylemiyle kendi pratiğini çeliştiren politikaların altına imza atıyor.

Türkiye’de aile kurumu güçlendirilmeye çalışılırken, aynı anda toplumsal cinsiyet kimliğine dair en liberal adımlardan biri atılmış durumda. Bu düzenlemenin toplumsal yansımaları, muhafazakâr çevrelerin tepkisi ve muhaliflerin eleştirisi önümüzdeki dönemde çok daha net hissedilecektir. Ancak kesin olan bir şey var: İktidar, “Aile Yılı” diyerek başladığı 2025’i, fiilen “Cinsiyetsiz Toplum Yılı”na çevirmiştir.

Küreselci İktidarın Türk Düşmanlığı

“Aile Yılı” retoriği ile “cinsiyet değişimi” düzenlemesi arasındaki gerilim, Türkiye’nin kimlik, aile ve toplumsal cinsiyet politikalarında bir tür “küreselci strateji” izlediğini göstermektedir. Bu ikilik hem muhafazakâr tabanda hem de muhalif kesimlerde tartışmaların daha da derinleşmesine yol açacaktır.

“Aile Yılı”ndan “Cinsiyetsiz Toplum”a: Küreselci İktidarın Halk Düşmanlığı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin