Süveyda ‘Felaket Bölgesi’ İlan Edildi: Bölge Jeopolitiğinde Tehlikeli Dönemeç
Dürzi Ruhani Lideri’nin Suriye’de Süveyda’yı “felaket bölgesi” ilan etmesi ve “Kürtlerle aramızda insani bir koridor açın” çağrısı, haritadaki en kritik hatlardan biri olan Davut Koridorunu yeniden gündeme taşıdı. Bu çağrı, sadece bir insani yardım talebi değil; aynı zamanda bölgenin geleceğini şekillendirecek büyük bir stratejik oyunun parçası.
Türkiye’nin En Büyük Stratejik Hatası mı?
2003’te Irak’ın işgali, 2011’de Suriye iç savaşı… Şimdi dönüp baktığımızda, bu iki büyük kırılma anının hedeflerinden biri daha net görülüyor: Türkiye’nin güneyinde bir PKK/YPG devleti kurmak. Bu yapının İsrail’e deniz yoluyla bağlanmasını sağlayacak olan Davut Koridoru, yalnızca bir harita meselesi değil, Türkiye açısından bir beka sorunudur.
İsrail, Türkiye’nin Fiili Komşusu Oluyor
ABD ve İsrail destekli yapılanmanın, Türkiye’nin güney sınırında fiili olarak bir “PKK/YPG devleti” kurması, bölgedeki dengeleri dramatik şekilde değiştiriyor. Bu oluşum, İsrail’in Türkiye ile doğrudan kara sınırı kurması anlamına geliyor. Ankara’nın bu tabloya karşı nasıl bir strateji geliştireceği ise henüz net değil.
Türkiye Ne Kazandı Ne Kaybetti?
Suriye politikasının üzerinden geçen on yılda, Türkiye’nin kazanç hanesi tartışmalı. Esad’ın devrilmesi hedeflenmişti; ancak bugün Esad hala iktidarda ve Türkiye, sınırında İsrail’e uzanan yeni bir devlet yapılanması tehdidiyle karşı karşıya.
PKK’nın sözde feshi ve silah bırakma açıklamaları, bu yapıyı perdelemeye mi çalışıyor? Bu ihtimal ciddi biçimde değerlendirilmeli. Çünkü bu yapı, sadece bir güvenlik sorunu değil, Türkiye’nin egemenliğine yönelik kalıcı bir tehdit.
Geri Dönüş Yok: Türkiye Bu Süreci Durdurmak Zorunda
Eğer bu süreç durdurulmazsa, oluşacak tabloyu açıklamak ve sorumluluğunu üstlenmek neredeyse imkânsız olacak. Davut Koridoru’nun açılması, sadece bir coğrafya meselesi değil; Türkiye’nin varlığına yönelmiş tarihsel bir müdahaledir. Ve artık bu sürecin göz ardı edilmesi değil, her alanda aktif şekilde engellenmesi gerekir.
Editoryal Not:
Jeopolitik gerçekler, geç kalındığında geri dönüşü olmayan bedeller ödetir.
Bu nedenle sorulması gereken soru şudur: Türkiye, tarihî bir dönüm noktasında gerekli refleksi gösterecek mi?
Yorumlar kapalı.