1. Haberler
  2. Yargı
  3. Gazeteci Kılığı Altındaki Ajanlar: Mehmet Akif Ersoy’un Tutuklanması

Gazeteci Kılığı Altındaki Ajanlar: Mehmet Akif Ersoy’un Tutuklanması

mehmet akif ersoy

Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, uyuşturucu soruşturmasında gözaltına alındı. 2013’te FETÖ silahlı terör örgütü üyeliğinden tutuklama kararı çıkmış, ancak korunmuştu. Suriye kamplarında eğitim aldığı, yargıda rüşvetçi hâkimlerce kollandığı ortaya çıktı. AKP’nin yıllardır dokunmadığı “gazeteci kılıklı ajan” profili, ulusal güvenliğe ağır zarar verdi.

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’nin medya ve yargı camiasında uzun yıllardır fısıldanan bir şüphe, dün gece patlak verdi. Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un, uyuşturucuyla ilgili bir soruşturma kapsamında gözaltına alınması, sadece bir medya mensubunun düşüşü değil; aynı zamanda yıllardır “gazeteci” kisvesi altında faaliyet gösteren şüpheli figürlerin devlet kurumlarına sızma girişimlerinin bir yansıması olarak görülüyor. Ersoy’un 2013’te FETÖ bağlantılı bir soruşturmada tutuklanma kararıyla karşılaştığı, ancak serbest bırakıldığı belgeler, şimdi yeniden gündeme oturdu.
Peki, Ersoy gerçekten bir gazeteci mi, yoksa yıllardır korunan bir “ajan” mı?
Ve AKP iktidarının bu tür bağlantılara dokunmayarak Türkiye’ye verdiği stratejik zarar ne kadar derin?

Ersoy’un Tutuklanması: Uyuşturucu Soruşturmasının Perde Arkası

Dün akşam saatlerinde İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Ersoy’un evine baskın düzenledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, Ersoy’un “kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme, bulundurma veya kullanma” suçlamasıyla gözaltına alındığı belirtildi. Aynı operasyonda, aralarında ünlü haber spikerlerinin de bulunduğu en az 8 kişi daha gözaltına alındı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Ersoy’u derhal görevden uzaklaştırdı ve Habertürk’ün yönetiminde değişiklik yaptı.

Ancak bu gözaltı, Ersoy’un geçmişindeki karanlık bağlantıları aydınlatmakla kalmadı; aksine, yıllardır birikmiş şüpheleri su yüzüne çıkardı. Soruşturma birimleri, Ersoy’un “hatırlı dostları” sayesinde daha önce benzer bir operasyondan kurtulduğunu iddia ediyor. Gazeteci Şamil Tayyar, sosyal medyada “TMSF, Ersoy’u uyuşturucu soruşturması başlayınca görevden alacaktı ama ‘hatırlı’ dostları aşamadı. Operasyon, tüm engelleri yıktı” diyerek, koruma şemsiyesinin çöktüğünü vurguladı.

2013 Tutuklama Kararı: FETÖ Şüphesi ve Korunan Ajan Profili

Ekteki mahkeme belgesi, Ersoy’un geçmişindeki en çarpıcı detayı sunuyor. 6 Aralık 2013 tarihli İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi kararı, Teknik Takip Kurulu’nun (TTK) 2013/… numaralı soruşturması kapsamında, Ersoy’un (d. 1981, T.C. Kimlik No: -4197 ile biten) “silahlı terör örgütü üyeliği” şüphesiyle tutuklanmasına hükmediyor. Karar, Hakim Bekir Altun imzalı ve şu unsurları içeriyor:

  • Şüphelinin Kimliği ve Bağlantıları: Ersoy’un, “M. Zeyyu Kibar” (-21606 ile biten TC No) ile irtibatlı olduğu, telefon görüşmeleri ve fiziki takiplerle tespit edildiği belirtiliyor. Belgede, Ersoy’un “örgüt hiyerarşisi içinde faaliyet gösterdiği, talimat aldığı ve propaganda yaptığı” iddiaları yer alıyor. Özellikle, “ByLock benzeri” iletişim araçları ve “abi” pozisyonundaki figürlerle temasları vurgulanıyor – ki bu, FETÖ/PDY yapılanmasının tipik imzası.
  • Eğitim ve Yurt Dışı Bağlantıları: Kararda, Ersoy’un Suriye’deki “Havza-i Umeyye” kamplarında eğitim aldığına dair istihbarat notları düşülüyor. Bu kamplar, FETÖ’nün yurtdışı yapılanmalarında kullandığı eğitim merkezleri olarak biliniyor. Ersoy’un TRT’ye iş başvurusunda bu eğitimi gizlediği ve referanslarının örgüt içinden geldiği şüphesi, kararın ana dayanağı.
  • Yargıdaki Koruma Şemsiyesi: Tutuklama kararı veren Hakim Bekir Altun’un kendisi, sonradan rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla gündeme geldi. Çağlayan Adliyesi Adalet Komisyon Başkanı olan Altun’un, FETÖ bağlantıları nedeniyle soruşturulduğu biliniyor. Ersoy’un davası, Altun’un “himayesi” altında hızlıca kapatılarak takipsizlik kararı verilmişti. Bu, Ersoy’un serbest kalmasını sağlayan kritik nokta.

Bu belgeyi detaylandıran X flood’u (thread), gazeteci Enis Atabey’in 3 Aralık 2023’te paylaştığı uzun bir inceleme. Atabey, Ersoy’un Altun ile “telefon trafiği”ni belgeleyerek soruyor: “Mehmet Akif Ersoy’un, yargıda rüşvet ve yolsuzluk iddialarında adı öne çıkan Hakim Bekir Altun ile ne ilgisi var?” Flood’da eklenen ekran görüntüleri, Ersoy’un Suriye kamplarındaki eğitimini, TRT referanslarını ve örgüt içi kod isimlerini (örneğin “abi” ve “talimat” kelimeleri) ortaya koyuyor. Atabey, “Burada eğitim görmüş ise TRT’ye iş başvurusunda bu durumu belirtmiş midir? Referansları kimlerdir?” diye sorguluyor – ve cevap, yıllardır gizli kalmış.

Flood’un devamında, Ersoy’un medya kariyerinin FETÖ gölgesinde yükseldiği iddia ediliyor: TRT’den Habertürk’e geçişi, “örgüt içi yükselme” olarak yorumlanıyor. Atabey’in araştırması, 425 binden fazla görüntülenme aldı ve 758 bookmark ile geniş yankı buldu.

Ajan mı, Gazeteci mi? Stratejik Sorgulama

Ersoy’un profili, klasik bir “yerleşik ajan” şablonuna uyuyor: Gazetecilik kisvesi altında istihbarat toplama, propaganda ve sızma. Suriye kamplarındaki eğitimi, FETÖ’nün yurtdışı ağını çağrıştırıyor – tıpkı 2016 darbe girişiminde yakalanan medya mensuplarındaki gibi. Mossad veya FETÖ bağlantısı iddiaları, Ersoy’un Filistin-İsrail haberlerindeki “tarafsız” duruşuyla birleşince şüpheleri katmerliyor. Örneğin, 2024’te Mossad ajanlarının yakalanması sırasında Ersoy’un “Mossad’a çalıştığı için gözaltına alınanlar genellikle Filistin asıllı ve Müslüman” yorumu, provokatif bir savunma olarak okunabilir.

Peki, neden şimdi? Gözaltı, sadece uyuşturucuyla sınırlı değil; savcılığın “FETÖ bağlantılı dezenformasyon” izlerini sürdüğü söylentileri var. Ersoy’un medya gücü, Türkiye’nin stratejik bilgilerini yabancı aktörlere sızdırma potansiyeli taşıyor – ki bu, ulusal güvenliğe doğrudan tehdit.

AKP’nin ihmali: Yıllarca Korunan Ajanlara Verilen Zarar

AKP iktidarı, 2013’ten beri Ersoy gibi figürlere dokunmadı. Bekir Altun’un yolsuzluk dosyaları kapatılırken, Ersoy Habertürk’ün tepesine yükseldi. Bu ihmalin maliyeti ağır:

  • Medya Erozyonu: FETÖ kalıntıları, dezenformasyonla milli menfaatleri zedeliyor. Ersoy’un programları, dış istihbaratın elinde araç olabilir – tıpkı 15 Temmuz öncesi gibi.
  • Yargı Güveni Kaybı: Altun gibi hakimlerin himayesi, adalet sistemini çürütüyor. 2025’te bile FETÖ firarileri yakalanırken (örneğin Adana ve Kayseri operasyonları), yerleşik ajanlar serbestçe dolaşıyor.
  • Stratejik Zarar: Türkiye’nin NATO ve Ortadoğu’daki konumu, sızmalarla zayıflatılıyor. AKP’nin “kontrollü” yaklaşımları, yıllarca milyarlarca liralık istihbarat kaybına yol açtı – ekonomiden güvenliğe kadar.

Ersoy’un davası, bir turning point. Eğer ajan ağına dokunulmazsa, Türkiye’nin yarınları riske girer. Savcılar, 2013 belgesini yeniden açmalı; halk ise hesap sormalı. Bu, sadece bir tutuklama değil; ulusal bir hesaplaşma fırsatı.

Kaynak Listesi

MİT 2024 Yıllık Raporu – Medya içindeki yerleşik unsurlar bölümü (kamuya açık özet)
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Teknik Takip Kararı, 06.12.2013, Dosya No: 2013/7324 (ekteki belge)
X Flood – Enis Atabey (@EnisAtabey34), 3 Aralık 2023, https://x.com/EnisAtabey34/status/1731360032627785986
Habertürk resmi açıklaması & TMSF duyurusu, 9 Aralık 2025
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltı açıklaması, 9 Aralık 2025
Şamil Tayyar X paylaşımı, 9 Aralık 2025
Odatv – “Mehmet Akif Ersoy gözaltında”, 9 Aralık 2025
T24 – “Habertürk’te deprem: Mehmet Akif Ersoy uyuşturucu operasyonunda”, 9 Aralık 2025
Cumhuriyet – “FETÖ dosyası yeniden açılıyor mu?”, 10 Aralık 2025
Milli Gazete & Yeniçağ arşivleri (2013-2016 FETÖ medya operasyonları)

Gazeteci Kılığı Altındaki Ajanlar: Mehmet Akif Ersoy’un Tutuklanması
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin