1. Haberler
  2. Gündem & Siyaset
  3. İklim Kanununda Partilerin Sessizliğine dayalı İhanet

İklim Kanununda Partilerin Sessizliğine dayalı İhanet

9 Temmuz 2025’te yürürlüğe giren İklim Kanunu, Türkiye’yi karbon piyasalarına entegre ediyor, fosil yakıt bağımlılığını sürdürüyor. Muhalefet partileri AYM’ye başvurmayarak sessiz kaldı. Bu tutum, samimiyet krizini ve siyasi sorumluluk eksikliğini ortaya koyuyor; sessizlik, fiilen iktidarın politikalarını onaylamak anlamına geliyor.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

9 Temmuz 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7552 sayılı İklim Kanunu, Türkiye’nin çevre politikası açısından dönüm noktası olmanın ötesinde, siyaset kurumunun samimiyetini ölçen bir sınav niteliği taşıyor. Ancak kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana gözlemlenen tablo muhalefetin bu sınavdan sınıfta kaldığını ortaya koyuyor. Muhalefet partilerinin sessizliği, tartışmalı yasaların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmada gösterilen kayıtsızlık ve siyasi söylemlerle eylemler arasındaki çelişkiler, Türkiye siyasetinin samimiyet krizini gözler önüne seriyor.


Muhalefetin Sessizliği

Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından muhalefet partilerinden hiçbirinin AYM’ye iptal başvurusu yapmadığı biliniyor. Resmî Gazete’de yayımlanan kanuna karşı 60 günlük başvuru süresi bulunuyor ve muhalefetin bu süreyi kullanma hakkı mevcut. CHP’nin geçmişte tartışmalı yasaları sık sık AYM’ye taşıdığı düşünüldüğünde, İklim Kanunu karşısındaki sessizlik dikkat çekici. CHP programında “adil dönüşüm, çevre hakkı, ekolojik demokrasi” gibi ilkeler öne çıkarılırken, karbon piyasasını sermaye tekellerine açan ve fosil yakıtlardan çıkış takvimi öngörmeyen bir yasaya karşı sessiz kalması ciddi bir çelişki oluşturuyor.

İYİ Parti ise “milli çıkar ve enerji bağımsızlığı” vurgusunu ön plana çıkarmasına rağmen itiraz yoluna başvurmadı. DEM Parti, “ekolojik yaşam ve yerel halkın söz hakkı” ilkelerini savunurken, Yeniden Refah Partisi (YRP) de “milli üretim ve bağımsız kalkınma” iddiasını taşırken itiraz sürecine katılmadı. Sessizliğin ortada bıraktığı soruların yanıtı, muhalefetin fiilen süreci onayladığı yönünde yorumlanıyor.


Samimiyet Krizi

Siyasi partiler ya sürece açıkça destek verdiklerini ilan etmeli ya da çevre, demokrasi ve bağımsızlık iddialarının arkasında olduklarını kanıtlamak için AYM’ye başvurmalıydı. Aksi halde sessizlik, iktidarın politikalarını fiilen onaylamaktan farksız. Bu noktada İklim Kanunu, kâğıt üzerinde çevreyi koruma amacı taşıyor gibi görünse de özünde Türkiye’yi küresel karbon piyasalarına entegre eden ve enerji tekellerinin önünü açan bir düzenleme niteliğinde. Kanun, fosil yakıt bağımlılığını sürdürmeye izin verirken, yerel halkın, belediyelerin ve sivil toplumun sürece dahil edilmemesi “katılımcı demokrasi” iddiasını boşa düşürüyor.


Tarih Not Edecek

Siyasetin sessizliği sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de hakkının gaspıdır. Sessizlik bir tercihtir ve bu tercihin adı suç ortaklığıdır. Türkiye siyaseti ya iklim adaletini savunacak ya da iktidarın gölgesinde koltuklarını koruma pahasına tarih önünde “vatana ihanetin sessiz ortakları” olarak anılacaktır.


Partilerin Oylama ve Tutumları

TBMM’deki oy dağılımına bakıldığında, kanun 272 AK Parti ve 47 MHP sandalyesi ile kabul edildi. CHP yaklaşık 80 ret, 89 katılmayan; İYİ Parti 10 ret, 34 katılmayan; YRP 4 ret, 1 katılmayan; bağımsızlar 1 kabul, 1 ret, 9 katılmayan; diğer küçük partiler ise yaklaşık 45 ret, 58 katılmayan oy kullandı. Bu dağılım, muhalefetin kanuna karşı fiilen engelleyici bir rol oynamadığını gösteriyor.


Anayasa Mahkemesi Başvuru İddiaları ve Gerçekler

Bazı medya ve sosyal medya paylaşımlarında CHP’nin İklim Kanunu’nun tüm maddelerinin iptali ve bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iptali için AYM’ye dilekçe sunduğu iddia edildi. Ancak mevcut kaynaklarda, Resmî Gazete veya AYM’nin resmî sitesinde bu başvuruyu doğrulayacak bir kayıt bulunmuyor. “774 sayılı KHK” ve ilgili dilekçelerin varlığı da teyit edilemedi; elimizdeki bilgiler, bu iddianın somut bir belgeye dayanmadığını gösteriyor. Aynı şekilde 10. Yargı Paketi ve diğer yasalar için de AYM’ye başvuru yapıldığına dair resmi kanıt mevcut değil.


Yeniden Refah Partisi ve “Halka Şov” Eleştirisi

YRP’nin kanuna ret oyu vermesi ideolojik duruşunu yansıtıyor olsa da AYM’ye itiraz sürecine katılmaması “halka şov” eleştirilerini güçlendiriyor. Parti, yalnızca 5 milletvekili ile AYM’ye başvuru için gereken 120 imzayı sağlayamayacağı gerekçesiyle hareket etmediğini savunuyor. Ancak kamuoyunda, ret oyunun sembolik olduğu ve gerçek anlamda bir muhalefet rolü üstlenilmediği algısı hâkim. Bu durum, muhalefetin genelinde samimiyetsizlik tartışmasını yeniden gündeme taşıyor.


Muhalefet Partilerinin Tüzüklerine Göre İtiraz Alanları

CHP, ekolojik demokrasi, çevre hakları ve adil dönüşüm taahhütleri doğrultusunda itiraz edebilirdi. Özellikle fosil yakıtların devam etmesi ve karbon piyasasının sermaye lehine düzenlenmesi CHP programıyla çelişiyor.

İYİ Parti, milli çıkar ve enerji bağımsızlığı ekseninde, kanunun uluslararası karbon ticareti ve dışa bağımlılık yaratması gibi unsurlarına karşı durabilirdi.

YRP ise milli kaynak ve üretim ekseninde, küresel karbon piyasasına entegrasyon ve tarım-gıda güvenliği konularındaki zayıflıklara itiraz edebilirdi.

MHP, AB uyumlu maddelere ve milli enerji kaynaklarının kısıtlanmasına karşı itiraz edebilirdi, ancak Avrupa Birliği ile ilişkiler nedeniyle bu tutumunu pratiğe dökmedi.

AK Parti ise kanunu destekleyen taraf olarak, itiraz etmesi beklenmiyordu; ancak kömürden çıkış gibi net hedeflerin eksikliği, iktidarın samimiyetinin sorgulanmasına yol açıyor.


Sessizlik Suça Ortak olmaktır.

7552 sayılı İklim Kanunu sadece çevre politikaları açısından değil, siyaset kurumunun samimiyet testi açısından da kritik bir dönemeçtir. Muhalefetin sessizliği ve iktidarın çıkarcı yaklaşımı, iklim adaleti ve demokratik katılım ekseninde ciddi bir boşluk yaratıyor. CHP, İYİ Parti ve YRP gibi partiler, kendi tüzük ve programlarının gerektirdiği şekilde hareket etmedikçe, kamuoyunda “sözde muhalefet” algısı güçlenmeye devam edecektir.

Sessizlik tercihtir ve tarih bu sessizliği kayıtlara geçirecektir.

İklim Kanununda Partilerin Sessizliğine dayalı İhanet
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin