Türkiye’de milyonlarca vatandaşın kişisel bilgilerinin güvenliğiyle ilgili ciddi iddialar ortaya çıktı. Bazı nüfus müdürlüklerinde görev yapan personelin, görevleri gereği erişebildikleri kimlik bilgilerini yasa dışı yollarla üçüncü şahıslara sattığı ileri sürülüyor.

Hangi Bilgiler Sızdırılıyor?

İddialara göre, sızdırılan veriler yalnızca ad-soyad ve T.C. kimlik numarasıyla sınırlı değil. Adres bilgileri, doğum tarihi, aile bireylerinin kimlik bilgileri, telefon numaraları ve hatta medeni durum kayıtları da kara borsada alıcı buluyor. Bu veriler dolandırıcılık, sahte evrak düzenleme, banka hesabı açma, telefon hattı çıkarma ve sosyal medya hesaplarını ele geçirme gibi birçok suçta kullanılabiliyor.

Kara Borsada “Kimlik Pazarı”

Siber güvenlik uzmanlarının tespitine göre, bu bilgiler internetin derin katmanlarında (deep web) ve bazı kapalı gruplarda satışa çıkarılıyor. Fiyatlar, verinin güncelliğine ve detay seviyesine göre değişiyor; tek bir kişinin tam profil bilgisi onlarca dolara alıcı bulabiliyor.

Denetim Zafiyeti Tartışması

Hukukçular, olayın yalnızca bireysel personel suiistimali olarak görülmemesi gerektiğini, sistemin genel işleyişinde ciddi açıklar bulunduğunu vurguluyor. Mevcut denetim mekanizmalarının yetersiz kaldığını belirten uzmanlar, erişim yetkilerinin kısıtlanması, yapılan her veri sorgusunun gerekçesiyle birlikte kayıt altına alınması ve bağımsız denetimlerin artırılması gerektiğini ifade ediyor.

Yasal Boyut

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) göre, bu tür veri sızıntıları hem idari hem de cezai yaptırımlar gerektiriyor. Suçun boyutuna göre sorumlular hakkında hapis cezası ve yüksek para cezaları uygulanabiliyor. Ancak, yargı sürecinin uzunluğu ve bazı davaların sonuçsuz kalması, caydırıcılığı zayıflatıyor.

Vatandaşlar Ne Yapabilir?

Uzmanlar, vatandaşlara e-Devlet üzerinden “Adıma Açılan Hatlar” ve “Adres Değişiklikleri” gibi sorgulamalar yapmalarını, banka ve kredi kartı hareketlerini düzenli kontrol etmelerini, şüpheli durumlarda derhal savcılığa suç duyurusunda bulunmalarını öneriyor.

Olayla ilgili resmi makamların başlattığı soruşturmanın sonuçları beklenirken, kamuoyunda “Devletin elindeki bilgileri koruyamaması” tartışması giderek büyüyor.