Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İklim değişikliğiyle birlikte artan orman yangınları artık küresel bir sorun” açıklaması tartışma yarattı. Yangınların çoğunun bilinçli çıkarıldığına dair emniyet raporları ve yerel tanıklıklar olduğunu hatırlatan eleştirmenler ve halk, kamuoyunun dikkatinin iklim söylemiyle dağıtıldığını belirtiyor.
Çevre ve ekoloji hareketlerinden gelen tepkilerde, ormanların yanmasının ardından hızla açılan maden ruhsatları, enerji projeleri ve turizm yatırımlarına dikkat çekildi. Eleştirmenler ve Halk’a göre bu durum, ormanların yalnızca doğal felaketler değil, sistematik bir rant politikası sonucu yok edildiğini gösteriyor.
Karbonun, insan ve doğa için yaşamsal bir element olduğuna vurgu yapan uzmanlar, “Karbon sadece emisyon verisi değildir. İnsanın kendisi karbon temellidir. Ama bu sistem, doğayı ve insanı yalnızca salınım cinsinden değerlendiriyor. Bu yaklaşım yaşamı değil, piyasa çıkarlarını esas alıyor,” açıklamasında bulundu.
Siyasetinde kabul ederek yaptığı değerlendirmelerde, “İklim Yasası” ve “Maden Yasası” gibi düzenlemelerin aynı süreçte yürürlüğe sokulmasının tesadüf olmadığı vurgulandı. Yasaların doğayı korumaktan çok, stratejik alanları sermayeye açma amacı taşıdığı birçok kez dile getirildi. Meclis soruşturma komisyonları istedi, halk bilgi ve açıklama talep etti. Her şeye ve herkese rağmen hala konuyu İklim yasasına hizmet eden bir olguya yaslamak, yakan tarafında olmaktan başka bir mesele değil düşüncesi, halk arasında hızla yayılmakta.
“Roma’nın küllerine hizmet eden bir köle düzenine dönüşen bir meclis ve yönetim istemiyoruz” diyen birçok düşünce kuruluşu ve aktivis, halkı bu küresel ve yerel düzeyde işleyen yapıya karşı bilinçlenmeye çağırdı.
En nihayetinde, halk, sivil toplum örgütleri ve eleştiriler, yangınların tek başına iklim değişikliğiyle açıklanamayacağını, asıl sorunun ekolojik krizi fırsata çeviren politikalar olduğunu öne sürmekten başka çaresi kalmıyor.
Yorumlar kapalı.