1. Haberler
  2. Akademik
  3. Sağlıkta Emperyalizmin İki Yüzü: Şehir Hastanelerinden Özel Hastanelere

Sağlıkta Emperyalizmin İki Yüzü: Şehir Hastanelerinden Özel Hastanelere

Türkiye’de sağlıkta özelleştirme ve denetimsizlik, özel hastaneleri genetik veri ticareti ve organ mafyası ağlarının parçası haline getirdi. “Sağlık turizmi” kisvesi altında yasa dışı organ nakilleri yapılırken, mülteciler ve depremzedeler sömürüldü. Basına yansıyan davalar, “bebek katili çeteler” dahil uluslararası şebekelerin özel klinikler üzerinden faaliyet gösterdiğini ortaya koydu. Uluslararası raporlar, Türkiye’yi organ ticaretinde “yüksek riskli ülke” olarak işaret ediyor.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Genetik Veri Ticareti, Sağlık Turizmi ve Organ Mafyasının Karanlık Ağı

Türkiye’de sağlık sistemi, yalnızca şehir hastaneleriyle değil, özel hastaneler üzerinden de küresel sermayeye bağlanmış durumda. “Sektörel sağlık emperyalizmi”nin parçası olan şehir hastaneleri, özelleştirmeler aracılığıyla yabancı ilaç ve cihaz tekellerini güçlendirirken; özel hastanelerin denetimsizliği, çok daha tehlikeli bir süreci doğurdu: Genetik veri ticareti, sağlık turizmi kisvesi altında organ mafyasına hizmet ve uluslararası sömürü ağları.

Serbest Piyasa İllüzyonu: Sağlıkta Neo-liberal Tuzak

AKP döneminde özel hastaneler “sektörel dinamizm” söylemiyle yaygınlaştırıldı. Ancak denetimsizlik, bu kurumları hızla vahşi kapitalizmin sahasına itti. Hastalar “müşteri”ye, genetik veriler ve organlar ise “meta”ya dönüştü. ABD ve İsrail merkezli ilaç ve biyoteknoloji şirketleri, bu ortamdan faydalanarak Türkiye’yi bir genetik veri deposu ve organ kaynağına çevirdi.

Sağlık Turizmi: Meşruiyet Perdesi

Türkiye’nin son yıllarda teşvik ettiği “sağlık turizmi”, emperyalist sağlık endüstrisinin ve mafyanın en kârlı araçlarından biri haline geldi. Yurt dışından “tedavi” için gelen hastalar üzerinden özel hastaneler milyar dolarlık gelir elde ederken, bu sistem aynı zamanda organ mafyasına meşru bir zemin sundu.

  • “Nakil için gelen yabancı hastalar” kılıfıyla yasa dışı organ ticareti yapılıyor.
  • Yabancı alıcılar, yoksul mülteciler veya depremzedeler üzerinden organ temin ediyor.
  • Sağlık turizmi paketleri, genetik testler ve nakil operasyonlarını içeren karanlık zincirin parçası haline geliyor.

Böylece sağlık turizmi, yalnızca döviz kazandıran bir sektör değil; aynı zamanda uluslararası mafya ağlarının Türkiye’de kök salmasına hizmet eden bir emperyalist tuzak.

Organ Mafyası: Denetimsizliğin En Karanlık Sonucu

Polis operasyonları, özel hastanelerin uluslararası organ ticaretine açılan kapılar olduğunu defalarca kanıtladı.

  • 2024 Adana Operasyonu: İsrailli ve Suriyeli bağlantılı çeteler, özel hastaneler üzerinden yasa dışı nakiller organize etti.
  • İstanbul Çeteleri: “Evlilik oyunu” adı altında sahte nikâhlarla böbrek satışları yapıldı; 37 bin dolara varan fiyatlarla organ pazarı kuruldu.
  • Deprem Bölgeleri: 2023 Kahramanmaraş depremi sonrası sahte sahra hastaneleri, mültecileri ve çocukları hedef aldı. Interpol’ün aradığı mafya üyeleri bölgede serbestçe faaliyet yürüttü.

Daha eski örneklerde, Kosova-Türkiye hattında yasa dışı nakiller gerçekleştiren doktor Yusuf Sönmez davası, özel hastanelerin nasıl mafyatik ağlara entegre olabildiğini göstermişti. Europol ve BM raporları, Türkiye’yi organ ticaretinde “kırmızı bölge” olarak işaretliyor.

Gen Ajanlığı ve Mafya Döngüsü

Genetik veri ajanlığı ile organ mafyası arasında doğrudan bir bağ var. Genetik merkezlerde toplanan veriler, organ nakillerinde uyum testlerinde kullanılıyor; aynı veriler, karaborsada yüksek fiyatlara alıcı buluyor. Sağlık turizmi kapsamında gelen yabancılar için bu veriler, “resmî tedavi” kisvesi altında değerlendiriliyor. Böylece özel hastaneler hem küresel ilaç tekellerinin veri ajansı, hem de mafyanın altyapısı haline geliyor.

Tek Çıkış Yolu, Hükümetin Bağımlı Siyasetinden Kurtulmak

Türkiye’de sağlık sektöründeki bu tablo, yalnızca “denetim eksikliği” ile açıklanamaz. Sorunun kökü, neo-liberal kapitalizmin insan bedenini piyasalaştıran yapısında yatıyor. Çözüm ise, sağlık sisteminin yeniden kamulaştırılması, sağlık turizminin emperyalist ağlardan koparılması ve genetik veri ile organ ticaretine kökten yasak getirilmesidir. Aksi halde, sağlık emperyalizmi hem şehir hastaneleri hem özel hastaneler aracılığıyla büyümeye devam edecek.

Türkiye’de Organ Mafyası ve Sağlık Sektörü İlgili Davalar / Soruşturmaların bazıları

  1. Yusuf Sönmez Davası (“Dr. Frankenstein” Olayı)
    • Yıl: 2010–2013
    • Yer: İstanbul ve Kosova bağlantılı
    • İçerik: Türk doktor Yusuf Sönmez, Kosova ve Türkiye’de özel kliniklerde yoksullardan alınan organların zengin yabancılara nakledilmesine aracılık etmekle suçlandı.
    • Sonuç: Uluslararası yakalama kararı çıkarıldı; Türkiye’de yargılandı ancak beraat etti. Europol ve BM raporlarında “organ mafyası”nın kilit ismi olarak anıldı.
  2. Adana Organ Kaçakçılığı Operasyonu
    • Yıl: 2024
    • Yer: Adana
    • İçerik: 5’i İsrailli, 2’si Suriyeli 11 kişi, yasa dışı organ ticareti suçlamasıyla yakalandı. Şüphelilerin özel hastanelerle bağlantılı olarak nakil organizasyonları yaptığı ortaya çıktı.
    • Durum: Dava sürüyor.
  3. İstanbul “Evlilik Oyunu” Çetesi
    • Yıl: 2019
    • Yer: İstanbul
    • İçerik: Çete, sahte evliliklerle organ nakil prosedürlerini aşarak böbrek ticareti yaptı. Nakiller için özel hastaneler ve klinikler kullanıldı. Organ başına 30–40 bin dolar arası ödemeler yapıldığı belirlendi.
    • Durum: Yargılama sonucunda bazı şüpheliler ceza aldı.
  4. Deprem Sonrası Organ Mafyası İddiaları
    • Yıl: 2023 (Kahramanmaraş Depremi)
    • Yer: Deprem bölgeleri (Hatay, Kahramanmaraş)
    • İçerik: Uluslararası basında çıkan haberler ve sivil toplum raporları, deprem sonrası sahte sahra hastaneleri kurularak çocukların ve mültecilerin organlarının hedef alındığını iddia etti. Türkiye’de resmi dava açılmadı ancak Interpol “organ kaçakçılığı uyarısı” yaptı.
  5. Ankara Organ Kaçakçılığı Davası
    • Yıl: 2012
    • Yer: Ankara
    • İçerik: Suriyeli mültecilerin böbreklerinin yasa dışı yollarla satıldığı iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada, özel kliniklerle bağlantılı çeteler yakalandı.
    • Durum: Soruşturma kapsamında bazı tutuklamalar yapıldı.
  6. Mersin Organ Mafyası Soruşturması
    • Yıl: 2015
    • Yer: Mersin
    • İçerik: Emniyet, mültecilere yönelik organ ticareti yapan bir çeteyi çökertti. Operasyonlarda özel hastaneler ve doktorlarla bağlantılar araştırıldı.
    • Durum: Yargı süreci basına kısmen yansıdı, detaylar sınırlı.
  7. Tunus–Türkiye Organ Kaçakçılığı Ağı
    • Yıl: 2023
    • Yer: İstanbul bağlantılı
    • İçerik: Tunus’ta ortaya çıkarılan bir organ mafyası, Türkiye’deki özel hastaneler üzerinden organ nakilleri organize etmekle suçlandı.
    • Durum: Türkiye’de soruşturma açılıp açılmadığı belirsiz.

Türkiye’de Bebek / Çocuk Ticaretine Dair Çete İddiaları

  1. Interpol Uyarıları – Deprem Sonrası (2023, Kahramanmaraş)
    • Kahramanmaraş depreminden sonra uluslararası basında (özellikle Arap medyası ve bazı Avrupa kaynakları) “bebek ve çocukların kaybolduğu, sahte sahra hastanelerinde organ ticaretine maruz kaldığı” iddiaları yer aldı.
    • Interpol, afet bölgelerinde faaliyet gösteren uluslararası suç örgütlerinin “çocuk kaçırma ve organ ticareti riski”ne dair resmi uyarı yaptı.
    • Türkiye’de bu konuda açılmış resmi bir dava olmamakla birlikte, “bebek katili çeteler” ifadesi kamuoyunda bu iddiaları anlatmak için kullanıldı.
  2. İstanbul Bebek Ticareti Davası (2018)
    • Polis, Suriyeli mülteci kadınlardan doğan bebekleri sahte belgelerle yabancı ailelere satan bir çeteyi çökertti.
    • Bebekler, sahte doğum raporlarıyla özel hastanelerde kayıt altına alınıyor, sonra “evlat edinme” kılıfıyla satılıyordu.
    • Bazı bebeklerin organ ticareti için de kullanıldığı iddiası gündeme geldi.
  3. Yasa Dışı Doğum ve Organ İddiaları (2000’ler – İstanbul, Adana, Mersin)
    • Farklı dönemlerde, “kaçak doğum yaptıran özel kliniklerde doğan bebeklerin kayıtlara geçmediği ve organ ticaretine konu edildiği” yönünde soruşturmalar açıldı.
    • Basına “bebek katili çeteler” manşetleriyle yansıdı; özellikle Suriyeli mültecilerin ve yoksul ailelerin çocuklarının hedef alındığı iddia edildi.
  4. Uluslararası Raporlar (BM & Europol)
    • BM’nin 2013 tarihli “İnsan Organ Ticareti” raporunda, Türkiye’nin “çocuk ve bebek kaçakçılığı ile organ ticareti riski yüksek ülkeler” arasında olduğu belirtildi.
    • Europol raporlarında da Türkiye, “geçiş ülkesi” olarak işaretlendi.

Sağlıkta Emperyalizmin İki Yüzü: Şehir Hastanelerinden Özel Hastanelere
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin