Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sahte diploma ve sürücü belgesi üreten organize bir suç örgütüne yönelik geniş çaplı bir operasyon düzenledi. Soruşturma kapsamında, çetenin 400’den fazla doçent ve profesörün sahte diploma almasına aracılık ettiği ortaya çıktı. Çete, kamu kurumlarındaki üst düzey yöneticilerin e-imzalarını kopyalayarak sahte belgeler düzenledi ve bu belgelerle hem akademik unvanlar hem de sürücü belgeleri üretti. Operasyon, 65 sanık hakkında hazırlanan kapsamlı bir iddianameyle sonuçlandı ve skandal, eğitim sisteminin güvenilirliği konusunda ciddi tartışmalara yol açtı.
Çetenin Sofistike Çalışma Yöntemleri
E-İmza Kopyalama ve Sistemlere Yetkisiz Erişim
İddianameye göre, çete üyeleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Eğitim ve Öğretim Daire Başkanı ve 14 farklı üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları gibi üst düzey kamu görevlilerinin e-imzalarını kopyaladı. Bu sahte e-imzalar, YÖKSİS (Yükseköğretim Bilgi Sistemi) ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın sistemlerine yetkisiz erişim sağlamak için kullanıldı. Çete, bu erişimle sahte üniversite diplomaları, transkriptler ve mezuniyet belgeleri düzenledi. Ayrıca, başarısız sınav sonuçlarını değiştirerek adayları başarılı gösterdikleri ve sahte akademik unvanlar oluşturdukları tespit edildi.
Sahte Kimlik ve Depremzedelerin Bilgilerinin Kötüye Kullanımı
Çete, sahte kimlik ve sürücü belgeleri üreterek elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarının Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul’daki ofisleri üzerinden işlemler yaptı. Özellikle 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybeden avukatların kimlik bilgilerini kötüye kullanarak sahte üniversite kayıtları oluşturdukları belirlendi. Bu yöntemle, depremzedelerin kimlik bilgileriyle başka kişileri üniversite mezunu olarak sisteme kaydettikleri ortaya çıktı. Çetenin, bu sahte kayıtlarla akademik unvanlar ve resmi belgeler düzenlediği tespit edildi.
Sosyal Medya Üzerinden Organizasyon
Çete, faaliyetlerini sosyal medya platformları üzerinden organize etti. Sanıklardan bazıları, “diploma verilir” gibi ilanlarla müşteri buldu. Örneğin, sanık Y.A.Ç., sosyal medyada gördüğü bir ilan üzerine çeteyle iletişime geçtiğini ve 200 bin TL karşılığında sahte turist rehberliği diploması talep ettiğini itiraf etti. Ancak çete, işlem sırasında ücreti 500 bin TL’ye yükseltti. Bu, çetenin yüksek kâr marjlarıyla çalıştığını ve organize bir şekilde hareket ettiğini gösteriyor.
Sanıkların İtirafları ve Çarpıcı İddialar
Akademik Unvan Skandalı
Soruşturma kapsamında ifade veren sanıklardan A.A., 2006-2010 yılları arasında yabancı dil sınavlarına başkaları adına girerek yüksek puanlar aldığını ve bu puanlarla Türkiye genelinde 400’den fazla kişinin akademisyen, doçent ve profesör olarak atandığını iddia etti. Bu itiraf, çetenin sadece sahte diploma düzenlemekle kalmayıp, sınav sistemlerini de manipüle ederek akademik atama süreçlerini etkilediğini ortaya koydu.
Önceki Suçlamalar ve Beraat
Sanık Z.K., daha önce 2010 ve 2012 yıllarında KPSS ile 2016’daki sahte diploma soruşturmasında örgüt lideri olarak yargılandığını, ancak beraat ettiğini savundu. Z.K., mevcut suçlamaların asılsız olduğunu ve bazı kişilerin kendi adını kullanarak suçlamalardan kaçmaya çalıştığını iddia etti. Bu durum, çetenin uzun süredir faaliyet gösterdiğini ve geçmişte de benzer suçlara karıştığını düşündürüyor.
Operasyonun Kapsamı ve Hukuki Süreç
Operasyon Detayları
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma, çetenin Gazi Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı sistemlerine sahte e-imzalarla giriş yaptığını ve 39 sahte üniversite diploması düzenleyerek sisteme eklediğini ortaya çıkardı. Operasyon kapsamında 134 şüpheli hakkında işlem başlatıldı ve 19 kişi tutuklandı. Çetenin, sahte belgelerle kamuyu milyonlarca lira zarara uğrattığı ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirdiği belirlendi.
Suçlamalar ve Cezalar
Sanıklar hakkında “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme”, “bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale”, “resmi belgede sahtecilik” ve “haksız çıkar sağlama” gibi suçlardan 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Ayrıca, çetenin ürettiği sahte sürücü belgeleriyle trafik güvenliğini tehlikeye attığı ve sahte diplomalarla akademik sistemde haksız rekabete yol açtığı vurgulandı.
Kamuoyu Tepkisi ve Sistematik Sorunlar
Eğitim Sistemine Güven Sorunu
Sahte diploma skandalı, Türkiye’de eğitim sisteminin güvenilirliği ve akademik atamaların şeffaflığı konusunda ciddi tartışmalara yol açtı. Çetenin, 400’den fazla doçent ve profesörün sahte diploma almasına aracılık ettiği iddiası, akademik unvanların güvenilirliğini sorgulattı. Kamuoyu, bu tür suçların önlenmesi için YÖKSİS ve diğer dijital sistemlerdeki güvenlik önlemlerinin artırılmasını talep ediyor.
Devam Eden Soruşturma
Yetkililer, sahte diploma ve ehliyet sahiplerini tespit etmek için çalışmalarını sürdürüyor. Tespit edilen kişiler hakkında kamuyu zarara uğratma suçlamasıyla ayrı davalar açılacak. Ayrıca, çetenin başka hangi kamu kurumlarını hedef aldığı ve sahte belgelerle başka hangi alanlarda faaliyet gösterdiği araştırılıyor.
Önlemler ve Gelecek Adımlar
Bu skandal, dijital güvenlik sistemlerinin zayıflıklarını ve e-imza gibi kritik sistemlerin kötüye kullanımını gözler önüne serdi. Yetkililer, YÖKSİS ve diğer kamu sistemlerinde iki faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik önlemlerinin uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, sahte belgelerin tespitine yönelik yapay zeka tabanlı denetim sistemlerinin geliştirilmesi öneriliyor.
Skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte, akademik atama süreçlerinde daha sıkı denetimler yapılması ve geçmiş atamaların incelenmesi gündeme geldi. Eğitim Bakanlığı ve YÖK, sahte diploma kullanan akademisyenlerin tespit edilerek görevden uzaklaştırılacağını ve haklarında yasal işlem başlatılacağını duyurdu.
Kaynaklar: Diken, DHA, Anadolu Ajansı
