Espoo Sözleşmesi: Fırat’ın Suyu Paylaşıma mı Açılacak?
Espoo Sözleşmesi, sınır aşan çevresel etkisi olabilecek projelerde komşu ülkelere danışmayı zorunlu kılıyor. Türkiye bu sözleşmeyi henüz imzalamadı. Ancak küresel baskılar artıyor. Uzmanlara göre sözleşme imzalanırsa, Fırat ve Dicle üzerinde yürütülen projelerde Türkiye, başta Suriye ve Irak olmak üzere üçüncü ülkelere danışmak zorunda kalacak.
Bazı analizlere göre, bu süreç dolaylı olarak İsrail’in de dahil olduğu yeni bir “su diplomasisi” kurgusunun önünü açabilir. İsrail’in doğrudan nehir havzasında olmamasına rağmen, uluslararası baskılar yoluyla bölge dışı aktörlerin su politikalarında söz sahibi olması endişesi gündemde.
Aarhus Sözleşmesi: Yatırımlar Durabilir!
Aarhus Sözleşmesi ise çevre konularında halkın bilgiye erişimini, karar alma süreçlerine katılımını ve çevresel adalete ulaşmasını garanti altına alıyor. Ancak bazı çevreler bu sözleşmenin Türkiye’deki büyük altyapı ve enerji yatırımlarını yavaşlatacağını veya tamamen durduracağını savunuyor.
Aarhus’un uygulanması durumunda, her yatırım projesi için uzun bürokratik süreçler, halk oylamaları ve dava mekanizmaları işletilecek. Bu da Türkiye’nin kalkınma ve enerji bağımsızlığı hedeflerini doğrudan etkileyebilir.
Uygulamada Katılımcılığı Öne Çıkaran İki Temel Metin
Uygulamada katılımcılığı öne çıkaran iki temel metin, 2001’de yürürlüğe giren ve ortak bir coğrafyada bulunan herkesin çevresel bilgiye ulaşmasını ve kararlara katılmasını şart koşan “Çevresel Bilgiye Erişim, Karar Vermede Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru (Aarhus)” Sözleşmesi ile 1997’de yürürlüğe giren Sınır Aşan Çevresel Etki Değerlendirmesi (Espoo) Sözleşmesidir.
Şüphesiz, petrokimya tesisleri, biyolojik arıtma, atık yakma tesisleri, kömürlü termik santraller gibi ekosistemi zehirleyen her tür faaliyet de bu sözleşmelerin kapsamı içinde değerlendirilebilir. Bu nedenle, yalnızca su politikaları değil, enerji, çevre ve kalkınma projeleri de bu sözleşmeler kapsamında ciddi uluslararası denetime tabi tutulabilir.
Egemenliğimizden Taviz Verilmemeli!
Türkiye’nin su ve çevre politikaları, milli güvenliğin bir parçasıdır. Espoo ve Aarhus sözleşmelerinin imzalanması, dış baskılarla şekillenen çevre gündeminin Türkiye’nin kalkınma hedeflerini sekteye uğratabileceği gibi, egemen karar mekanizmalarını da uluslararası otoritelere açık hâle getirebilir.
Uzmanlar, “Bu sözleşmeler Türkiye için değil, Türkiye’yi denetlemek isteyenler için hazırlanmıştır” uyarısında bulunuyor.
Kaynak:
https://www.sivilsayfalar.org/2021/01/21/sivil-toplum-espoo-sozlesmesinin-neresinde-1
https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=IND&mtdsg_no=XXVII-13&chapter=27
https://hukukbook.com/stockholm-bildirgesi-milletler-insan-ve-cevre-konferansi-bildirgesi
Yorumlar kapalı.