Gün geçmiyor ki eskilerin deyimiyle nesebi gayri sahih yani soyu-sopu bozuk birileri çıkıp Atatürk’e çemkirmesin, saygısızlık (hakaret) etmesin, suç (iftira) atmasın.. Bunlar geçmişte Sosyalizm-Komünizm, Liberallik, İslamcılık (gerçekte dincilik) ayağına bu tür densizliği bu tür hödüklüğü yapıyorlardı; şimdilerde ise Kürt görünümlü Ermeniler, Rum görünümlü Grekler, Sami ırkından Yahudîler ile Sami ırkından olan ve toplumbiliminin (sosyoloji) kurucularından İbn-i Haldun’un deyişine bakılırsa “deve eti yedikleri için deve gibi kıskanç olan” bir kısım Araplar üzerinden ağız-burun köpürmüş bir şekilde hırlayıp duruyorlar. Bunların oyununa gelen, bunların yalanına kanan Türk’ümsüler de cabası.. Soy birliğimiz bulunan -Türk/Hazar bakiyesi- Aşkenaz Yahudilerini Sami kökenli İsrailoğullarından ayrı tuttuğumuzun altını çizelim.
Aslı Karamanoğullarına, Avşarların Kızıl/Kızıllar oymağına dayanan Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün soy ağacını, soy kökünü bile yıllarca bu milletten gizlediler. Yıllarca Atatürk ile Türk milleti arasına bir sis perdesi çektiler. Kimisi etnik kimisi siyasî kıskançlıktan ötürü Atatürk’ü ve -bizzat kendi ifadesiyle- Türk ilkelerini çekemedi. “Benim yaratılmamda bir olağanüstülük varsa o da Türk olarak yaratılmam” diyen, “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum, böyle öleceğim.” diyen Atatürk kendi soylarından-soplarından olmadığı için kıskandılar. Tıpkı Tanrı son elçiyi (rasul) bizden göndermedi diye amca çocukları olan Arapları kıskanan İsrailoğulları gibi.. Tıpkı Batıcılar/Liberaller gibi Batı yalakası, tıpkı İslamcılar/dinciler gibi kaypak (takiyyeci) olmadığı için Atatürk’ün kişiliği karşısında kuruntuya (komplekse) kapıldılar. Çünkü Batı’yı Batıcılardan, İslam’ı İslamcılardan daha iyi anlıyor, algılıyor, biliyordu. Çıktığı bir Karadeniz gezisi sırasında içki üzerine anlık gelişen sohbet ortamında imamın eksik ya da yanlış okuduğu bir Kuran ayetinin doğrusunu okuyup, imama önerilerde bulunduğunu da çoğu kişi bilmez misal. “Belki ibadet Müslüman’ı olamadım; ama ben bir cihat Müslüman’ıyım.” diyen adamdı kendisi. İpini koparan dinciler Batı’ya, Batı ülkelerine kapağı atarken; Atatürk Doğu’yu, Anadolu bozkırlarını, çorak Ankara tepelerini mesken tutmuştu. Günümüz dincilerinde; cemaatlerinde, tarikatlarında olmayan özellikler (haslet) bunlar. Kim daha yerli ve millî acaba?
Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’da yüzyıllar öncesinin Turova’sına (Troya) vurgu yapan Atatürk.. Büyük Taarruz için birkaç ay bekleyip, bu arada İtilaf Devletleri’ni de uyutup Malazgirt’in yıldönümünde “Ordular!.. İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” diyen Atatürk.. Cumhuriyet’in ilân tarihini 28 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’nın bir gün sonrası olarak belirleyen Atatürk.. Bozkurt’u binlerce yıllık Türk tarihinin derinliklerinden çekip çıkararak Türkiye Cumhuriyeti’nin dolayısıyla Türk milletinin ufkuna yerleştiren Atatürk.. Hiç bir karşılık beklemeden vatanını milletini seven; 10. Yıl Nutku’nun son cümlesi olarak “Beni hatırlayınız.” yazıp, bundan bile ar ederek üstünü çizen Atatürk.. Adamın hası, adamın doruğu, Türk ordularının bengü (ebedî) başbuğu, Türk ulusunun bengü Gökbüre’si ey büyük Atatürk!.. Ruhun şad, ruhun -kaderini paylaştığın- Alp Er Tunga’ya yoldaş olsun.
Birileri Atatürk’e iftira atsa, birileri Atatürk’e hakaret etse, birileri ısrarla “Atatürk” demese ne yazar? Yel, kayadan ne alıp da ne koparabilir ki? Beyni ishal olmuş, ağzı lağım kokan kişiler ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu olan Gâzi Mustafa Kemal Paşa’yı saysa n’olur, saymasa n’olur? Ona “Atatürk” dese n’olur demese n’olur? Ona -500 milyonluk Türk budunu (ulusu) başta olmak üzere- bütün dünya saygı duyup, bütün dünya “Atatürk” dedikten sonra!. Sizin soyunuz kadar siciliniz de bozukken; birileri size arsız-hırsız, birileri size bebek katili-terörist, birileri size uyuşturucu kaçakçısı, birileri size orman kundakçısı, birileri size emperyalizm uşağı, birileri size ABD ordusunun fahişesi derken… Sahi siz ne ayaksınız?
Aziz Dolu Atabey
Serik-29 Ekim 2025












Yorumlar kapalı.