Aziz Dolu (Atabey)
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Türkçenin Gücü

Türkçenin Gücü

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkçe, anlatım gücü ve kullanım kolaylığı ile dünya dilleri arasında ayrı bir yer tutar. Söz gelimi İngilizceden çok daha kullanışlıdır. Örnek verelim:

(O) Geliyor. – (O) Gelmiyor.

He/She is coming. – He/She is not coming.

(O) Yazıyor. – (O) Yazmıyor.

He/She is writting. – He/She is not writting.

Görüldüğü üzere Türkçe az sözle çok şey anlatmada, açıklamada açık ara öndedir. Üstelik Türkçede sözcüklerin yazılış ve okunuşları aynı olduğu için, Türkçe damgaları (harf) bilen/öğrenen bir kişi -yazılışı ve okunuşu farklı sözcüklerden oluşan- İngilizceden çok daha kolay bir şekilde Türkçeyi kavrayabilir.

Türkçe ile Arapçayı karşılaştıralım. Bunun için de Türkçemizde “üzgün, üzülmek, üzüntü” gibi kullanım biçimleri bulunan sözcüklerin Arapçadaki karşılığı olan “al-huzn” sözcüğünü ele alalım. Türkçeleşmiş haliyle “hüzün” sözcüğünü…

Arapçada başa “-ta” gelir, olur “tahzen”.

Türkçede sona “-lü, -suz” ekleri gelir, olur “hüzünlü”. Bir başka deyişle “mutsuz”…

Arapçada başa bir de “-la” gelir, olur “la tahzen”.

Türkçede sona “-me” eki gelir, olur “hüzünlenme”. Bir başka deyişle “üzülme”… Hüzünlenme ile üzülme arasında fark değilse bile anlam yönünden çok ince bir ayrıntı (nüans) olduğunun da altını çizelim.

Tarafsız gözle bakıldığında Türkçenin hem yapısı ve kuralları hem de söyleniş kolaylığı ve anlatma gücü açısından Arapçadan üstün olduğu görülür. Dahası ek alan bir Türkçe sözcüğün okunuşunda/söylenişinde, yazılışında çok az bir ses değişimi olurken Arapçada başa gelen ekler sözcüğün hem okunuşunu/söylenişini hem de yazılışını tümden değiştirmektedir.

Adı üstünde ek olan bir şeyin niye sözcüğün başına getirildiğini, ünlü damga (harf) yönünden çok zengin olan Türkçe ile bu alanda oldukça kısır olan Arapçanın nasıl aynı kefeye konulabildiğini anlayan varsa beri gelsin. Hem öyle ya “üzüntü” sözcüğünün suyu mu çıktı? Daha da kötüsü Türk/Türkman (Türkmen) diye çağrılan kişileri Arap damgaları (harf) ile “t-r-k-m-n” yazıp, “Terekeme” diye okuyunca ve/veya söyleyince Türk milletini bölmüş olmuyor musunuz? Nerede kaldı milliyetçilik, nerede kaldı yurt (vatan) sevgisi… Nerede kimlik bilinci?!.

Başkaları neyse de, hem Türk’üm deyip hem Türkçenin gücünü, değerini (kıymet) bilmeyenleri gördükçe üzülmemek elde değil. Üzülmek ne ki; Kaşgarlı Mahmut, Hoca Ahmet Yesevî, Karamanoğlu Mehmet Bey, Karamanlı Yunus Emre ve son tahlilde Karamanoğlu Avşarlarının Kızıl/Kızıllar oymağından olan Gâzi Mustafa Kemal Atatürk gibi Türkçe âşıkları, sevdalıları mezarlarında ters dönse yeridir. Yine bir başka Karamanoğlu’na, pîrimiz Kaygusuz Abdal’a ait bir beyitle noktayı koyalım:

Türk dilin Tanrı buyurdi Cebrail

Türk dilince söylegil dur git digil

Aziz Dolu Atabey

Antalya-03.07.2020

Türkçenin Gücü
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin