Aziz Dolu (Atabey)
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Ulusal Birlik Partisi

Ulusal Birlik Partisi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk milliyetçiliğinin kırılma noktası bize göre 1969’daki olaylı Adana Kurultayı’dır. Türkçüler (milliyetçiler) ile Türk-İslam sentezi diyenler (Ülkücüler) arasındaki ayrışma bu kurultayla iyice gün yüzüne çıkmıştır. Bir tarafta Hüseyin Nihal Atsız’ın Bozkurtları diğer tarafta Alpaslan Türkeş’in Üç Hilalcileri.. Bir başka deyişle bir yanda bilimden; Ziya Gökalp, Yusuf Akçura gibi bilginlerden, dilden, tarihten, kültürden beslenen ulusal milliyetçilik diğer yanda Seyit Ahmet Arvasî’den, Necip Fazıl’dan, çoğu kere de söylentiden (rivayet), hurafeden beslenen Sünnî İslam ümmetçiliği.. Böyle bir ikilem ortaya çıkınca kırılma da kaçınılmaz olacaktır haliyle.

Osman Bölükbaşı ile özdeşleşen Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinin son kurultayı olan Adana Kurultayı’nda milliyetçiliğin ve İslam’ın siyasallaştırılmamasını, doğal bir duygu, inanç ve/veya bilinç olarak kalmasını savunan Hüseyin Nihal Atsız ve taraftarları “Ulusal Birlik Partisi” adını ve “Bozkurt” simgesini önerirken; Alpaslan Türkeş ve yandaşları “Milliyetçi Hareket Partisi” ve “Üç Hilal” dolayısıyla “Osmanlı” vurgusunda ısrar etmiştir. Siyasal İslamcı Necmettin Erbakan önderliğindeki Millî Görüşçülerin etkin olduğu, dini diğer partilere karşı acımasızca kullandığı ve de pastadan -affedersiniz- sandıktan pay kapma yarışının kızıştığı yıllar.. Kurultayın sonunda Türkeş ve yandaşlarının dediği olur. Türkçü/milliyetçi gençleri küstürüp tümden kaybetmemek içinse Ülkü Ocaklarının simgesi hilal ve bozkurt olarak kabul edilir. Hatta “üç hilal” ve “Osmanlı” önerisi -devlet yanlısı ve milliyetçi çizgideki eserlerinden tanıdığımız- Ermeni kökenli bir yurttaşımız olan Levon Panos Dabağyan’dan gelmiştir. Dabağyan, 2013 yılında kendisiyle yapılan bir söyleşide (röportaj) kurultay sürecini şöyle anlatmıştır: “1969 yılında, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 1969 yılında Adana’da büyük kongresini topladı. Bu kongre partinin adının Milliyetçi Hareket Partisi olduğu ve genel başkanlığa Alparslan Türkeş’in getirildiği kongredir. O dönemde Alparslan Türkeş’in yakın çevresinde bulunuyordum. Kongrede yerimi aldım. Parti Atsızcılar ile Türkeşçilerin çekiştiği bir virajdaydı. Partinin ambleminin ne olacağı gündeme gelince, Atsızcı kanat ‘kurt’un amblem olarak seçilmesini önerdi, fakat ben ‘Biz Osmanlıyız! Bize üç hilal yakışır!’ diyerek bağırdım. Bu çağrım alkışlarla desteklendi ve partinin amblemi olarak üç hilal seçildi. Böylece üç hilal MHP, kurt ise Ülkü Ocakları amblemi oldu.”

Japonya’dan İskandinavya’ya, Roma’yı kuran Etrüsklere hatta Amerika’daki kimi yerli boylara, oymaklara varıncaya kadar tüm Turan/Türk soylu topluluklarda kurt ulusal bir simgedir. Türkiye’ye gelince… Bozkurt, Türk Ocaklarının simgesidir. Ayrıca Atatürk tarafından birçok yerde kullanılmıştır; parada, pulda, resmî gazetede, lokomotifde, petrol şirketinde, CHP’nin seçim afişinde hatta sigara paketinde bile.. 1936 yılında Atatürk’ün isteği ile Kahramanmaraş Kalesi’ne dikilen -bayrak tutan- bozkurt heykeli, Kızılay’daki Atatürk Anıtı’nın her iki yanında yer alan bozkurt ayrıntısı, Atatürk’ün çalışma masasından ayırmadığı bozkurt heykelciği, Atatürk tarafından Adalet Bakanı Mahmut Esat Bey’e verilen Bozkurt soyadı, Atatürk’ün isteği üzerine İbrahim Çallı’nın yaptığı bozkurtlu Ergenekon tablosu, o yıllarda izcilere yavrukurt denmesi, ilkokul çocuklarının kurt desenli aksesuarlar takması gibi örnekler de cabası.. Ayrıca hilal-bozkurt bizzat Atatürk tarafından TBMM’nin genel kurul salonuna da konulmuştur. Sonrasında Kore Savaşı’na giden birliğimizin kışlasına, Kıbrıs’ta direnişin simgesi olan Türk Mukavemet Teşkilatı’na ve nihayet Ülkü Ocaklarının tabelasına kadar kendisine yer bulur.

Nihal Atsız’ın önerdiği Ulusal Birlik Partisi nerede kurulur? Kıbrıs’ta!. Ceddi Avşar, nesli Karamanlı olan Rauf Denktaş’ın öncülüğünde -Kıbrıs’ın Kuvayı Milliyesi olan- Türk Mukavemet Teşkilatı tarafından.. Ulusal Birlik Partisi, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin CHP’sidir bir yerde. Bayrağındaki altı ok arasında en belirgin olan çentikli ok milliyetçiliğe vurgu yapmasına rağmen şimdilerin CHP üst yöneticilerinin Sosyalist Enternasyonal kongrelerinde gezmesinin, oralarda görüntü vermesinin hangi akla hizmet olduğunu bilen, anlayan biri varsa beri gelsin. “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum, böyle öleceğim!” diyen Atatürk’e rağmen!..

Büyük önder Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük iki eserimden biri” dediği Cumhuriyet Halk Partisi tutsak alınmış yahut ele geçirilmiş bir parti görünümü sergilemektedir. Haliyle tek başına Türkiye’nin sorunlarını çözüp, dertlerine derman olması zor gözükmektedir. Bu durumda Türk Sağı olarak nitelendirilen cephede (block) yeni bir oluşuma gereksinim vardır. Türk-İslam sentezi çizgisinde ve dahi tek başına yol alma iradesini ortaya koyan Anahtar Parti ve Yavuz Ağıralioğlu’yu ayrı bir kefeye koyacak olursak -alfabetik sıraya göre- Bağımsız Türkiye Partisi ve Hüseyin Baş, İyi Parti ve Müsavat Dervişoğlu, Kutlu Parti ve Yusuf Halaçoğlu, Milliyetçi Türkiye Partisi ve Ahmet Yılmaz, Zafer Partisi ve Ümit Özdağ bir araya gelmelidir. Dört başkandan biri -halkın ilgisi, desteği (oy oranı) de dikkate alınarak- “eşitler arasında birinci” kabul edilmeli, diğerleri genel başkan yardımcısı olmalıdır. Bu görev dağılımında uzlaşılamaması halinde -söz konusunun vatan, millet, devlet ve anayasanın ilk üç maddesi olması nedeniyle- “kamu yararına çalışır dernek” statüsünde dolayısıyla siyaset üstü bir konumda bulunan Türk Ocaklarının yetişmiş kadrolarından destek veya görüş alınarak daha açıkçası -geçiş dönemi için- ortak genel başkan edinme yoluna gidilerek bir çözüm üretilmelidir. Dört yapraklı yonca gibi bir araya gelecek olan bu dört parti kurumsal kimliklerini feshederek tek çatı altında “Ulusal Birlik Partisi” adıyla seçime girmelidir. Dört genel başkan “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” diyen -pîrimiz- Hacı Bektaş Veli’nin erdemine (fazilet) inanmalı, “Söz konusu vatansa gerisi ayrıntıdır!” diyen -kurucu önderimiz- Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün sezgisine (feraset) güvenmelidir. Sözünü ettiğimiz bu partiler Türk milliyetçiliği ve “kurucu önder” Atatürk özelinde birleşmeli, “Ulusal Birlik Partisi” adıyla bir kadro hareketi başlatıp ülke yönetimine talip olmalı, ülkenin değerlerine ve zenginliklerine sahip çıkmalıdır. Büyük önder Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi; “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.” ne de olsa.

Aziz Dolu Atabey

Ulusal Birlik Partisi
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin