Dünya kamuoyuna insan hakları dersi veren Fransa, söz konusu kendi tarihi olduğunda birden kör ve sağır kesiliyor. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik nutukları atan Paris’in arka odasında milyonların kanı var. İşte en çarpıcı örneği: Cezayir soykırımı.
1830’da işgal edilen Cezayir, yaklaşık 130 yıl boyunca Fransız sömürgeciliğinin en ağır zulümlerine sahne oldu. Toprakları yağmalandı, köyleri yakıldı, halkı sürgün edildi. Sadece bağımsızlık mücadelesinin verildiği 1954-1962 yılları arasında, Fransızların işlediği cinayetlerin bilançosu en az 1,5 milyon Cezayirli şehit. Bu rakam, bir devletin bilinçli olarak yürüttüğü soykırımın ta kendisidir.
Bugün Fransa, Türk milletine sözde soykırım yaftası yapıştırmaya kalkıyor. Oysa asıl soykırımı kendi tarihine baksın da görsün! Anadolu’da sözde yaşanmış olayları büyütüp siyasi sopa haline getiren Paris yönetimi, Cezayir’de işlediği katliamı inkar ediyor, üzerini örtmeye çalışıyor. Hadi buyurun, özgürlük heykellerinizi yıkmayın da önce bu kanlı tarihi temizleyin!
Cezayir halkı bağımsızlığını kazandı ama bedeli ağır oldu. Fransızlar sadece insanları öldürmedi; kimliklerini, kültürlerini, dillerini yok etmeye çalıştı. Bu, açıkça bir milletin ruhunu öldürme teşebbüsüdür. Yani soykırımın en acımasız şekli.
Ama tarihin bir adaleti vardır. Bugün Cezayir dimdik ayakta, Fransa ise Afrika’da sömürgeci geçmişinin utancını saklamak için çırpınıyor. Türkiye’ye, Osmanlı’ya, Türklere soykırım suçlaması yapan Paris önce aynaya baksın. Türk milleti mazlumlara kucak açmış, Fransız milleti ise mazlumları toprağa gömmüştür.
Gerçek ortada: Cezayir soykırımı Fransa’nın medeniyet maskesinin yırtıldığı en kara lekedir.
Yorumlar kapalı.