Son günlerde televizyon ekranlarında bazı hocalar, akademisyenler çıkıyor; “Mim grubu”, “derin devletin gerçek sahipleri”, “perde arkasındaki asıl güçler” diyerek halkın önüne türlü türlü senaryolar koyuyorlar. Sözüm ona bunlar, milletin kaderini tayin eden gizli güçler… Oysa bu tür açıklamalar, yaralı hastaya verilen afyon gibidir. Acıyı unutturur ama hastalığı iyileştirmez.
Milletimiz, bugün her alanda sıkıntı içinde. Ekonomide çöküş, gençlikte umutsuzluk, dış politikada yalnızlık, milli değerlerde aşınma… Kısacası, Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’de işaret ettiği bütün işgal ve ihanet tabloları, bugün karşımızda birer birer gerçekleşmiş durumda. Kalelerimiz düşmüş, tersanelerimiz satılmış, fabrikalarımız yabancı sermayenin eline geçmiş. İşte tam da böyle bir zamanda ekranlardan “sabredin, perde arkasında sizi kurtaracak birileri var” mesajı verilmesi, Türk gençliğine ihanetten başka bir şey değildir.
Türk milleti tarih boyunca kurtarıcı beklemedi. Tam tersine, her badireden kendi bileğinin gücüyle, kendi azim ve kararlılığıyla çıktı. Unutmayalım: Türk milletinin istiklalini yine Türk milletinin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Hiçbir “gizli el”, hiçbir “derin yapı” gelip bize bağımsızlığımızı altın tepsi içinde sunmayacak. Bugün de yarın da tek kurtarıcı yine biziz, yine Türk milletinin kendisidir.
O yüzden gençler, bu tür masallara, bu tür rehavet verici açıklamalara kanmayın! “Birileri bir şeyler yapıyor, yakında kurtulacağız” hayaliyle bekleyenler, sadece kendi geleceğini çalar. Hatırlayın: Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.
Vazifemiz açık, yolumuz nettir:
Çalışacağız, üreteceğiz, mücadele edeceğiz. Bir kurtarıcı aramayacağız; çünkü bu milletin her ferdi kendi başına bir kahramandır.
Bugün vazifemiz, bu şuurla ayağa kalkmaktır.
Yorumlar kapalı.