Merter Marşı, Selçuklulardan Osmanlı’ya, oradan da Cumhuriyet’in kuruluşuna uzanan kutlu ruhun bir sembolüdür. O marşın her notasına sinen direniş ve kahramanlık, aslında Türk milletinin tarih boyunca sergilediği iradenin yankısıdır. Bin yıllık varoluş mücadelesinde Selçuklu otağlarından yükselen bağımsızlık ateşi, Çanakkale’de göğe yükselen şehit tekbirleriyle birleşmiş, nihayetinde İstiklal Marşı’na dönüşmüştür. O Marş ki milletin bağımsızlık yemini, esaret zincirlerini topyekûn reddedişinin destansı ifadesidir. Mehmet Akif’in “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” diye haykırdığı o mısra, aslında bin yıllık Merter ruhunun Cumhuriyetle mühürlenmesidir.
Bugün, tarihi birkaç yüzyılı dahi bulmayan Amerika’nın başkanlarının Türk milletine üstten bakan kibirli tavırları, geçmişin cahilce tekrarıdır. Dün Haçlı orduları, dün İngiliz emperyalizmi, dün Fransız işgali hangi akıbete uğradıysa, bugün de aynı kader onları bekler. Tarihi dün kadar kısa olan bir devletin, Anadolu’nun bağrında kök salmış, imparatorluklar kurup çağ açıp çağ kapatmış bir millete ders vermeye kalkması, en hafif tabirle cehalettir. Türk milleti, dün emperyalizmi bozguna uğrattığı gibi, bugün de hiçbir gücün önünde boyun eğmeyecektir.
Mustafa Kemal Atatürk, işte tam da bu zihniyete karşı milletini ayağa kaldırmış, mandacıların korkak ve teslimiyetçi heveslerini yerle bir etmiştir. “Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müridler, meczuplar memleketi olamaz” derken, aslında aklı, bilimi ve bağımsız iradeyi milletin pusulası yapıyordu. Yine “Ya istiklâl ya ölüm!” emri, yalnızca bir slogan değil, Türk milletinin varlık manifestosu olmuştur. Atatürk, emperyalizmi ve mandacı zihniyeti tarihin çöplüğüne atmış, milletin öz güvenini ve kudretini yeniden uyandırmıştır.
Bugün, Merter Marşı’nın asırlardan süzülüp gelen o coşkun nefesi, İstiklal Marşı’nın imanla yoğrulmuş haykırışıyla birleşmektedir. Her iki marş da bize hatırlatır ki Türk milleti hiçbir zinciri kabul etmez, hiçbir zorbayı tanımaz. Atatürk’ün de buyurduğu gibi, “Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir.” İşte bu yüksek karakter, dün işgalcilerin planlarını bozmuş, bugün de Amerika’nın yahut başka bir gücün kibirli hesaplarını bozmaya muktedirdir.
Türk milleti, bin yıllık ruhuyla ve Atatürk’ün çizdiği yolda, “ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım” diyerek yaşamaya devam edecektir. Hiçbir Amerikan başkanı, hiçbir emperyal güç bu hakikati değiştiremez. Çünkü milletimizin bağımsızlık yemini, Merter Marşı’ndan İstiklal Marşı’na uzanan bir silsileyle ebediyen yankılanmaktadır.
Yorumlar kapalı.