Türkiye’nin en büyük meselelerinden biri eğitimdir, fakat bizde eğitim artık bilginin, kültürün, araştırmanın ve yaratıcılığın adı olmaktan çıkmıştır.
Çocuklarımızın, gençlerimizin ve ailelerimizin bütün hayatı birkaç saatlik sınavlara mahkûm edilmiştir. LGS, YKS ve benzeri sınavlar birer ölçme aracı değil, adeta Türk gencinin boynuna geçirilmiş zincirlerdir. Daha on dört yaşındaki çocuklarımızı test kitaplarının arasına hapsediyor, ömrünü birkaç puana endeksliyoruz. Gençlerimiz düşünmeyi, sorgulamayı, üretmeyi değil; şıkları işaretlemeyi öğreniyor. Bir milletin geleceğini birkaç dakikalık sınav kâğıtlarına sıkıştırmak, o milletin yarınlarını karartmaktır.
Dünyanın ileri ülkelerine bakınız; Finlandiya’da, Almanya’da, Kanada’da, Hollanda’da gençlerin kaderi bir sınavın sonucuna terk edilmez. Çocuklar yıllar boyunca gösterdikleri çabayla, yaptıkları projelerle, toplumsal hayata kattıkları değerle değerlendirilir. Birkaç saatlik sınav değil, uzun bir yolculuk belirleyicidir. Orada öğrenci, test çözen bir makine değil, kendi karakterini ve yeteneklerini geliştiren bir bireydir. Biz ise gençlerimizi daha lise çağında büyük bir yarışa sürüyor, onları ruhen tüketiyor, psikolojik olarak çökertiyoruz.
Türkiye bu sınav cenderesini kabul etmek zorunda değildir.
Türk milleti zekâsıyla, azmiyle ve tarih boyunca gösterdiği mücadele gücüyle, böyle bir adaletsizliğe mahkûm olamaz. Bizim gençliğimiz sadece sınav salonlarında ter dökmek için değil, bilimde, sanatta, teknolojide ve düşüncede yeni ufuklar açmak için vardır. Bizim evlatlarımızın gözlerindeki ışık, kâğıt üzerindeki test işaretlerinden çok daha büyüktür. Onları sınav köleliğine teslim etmek, kendi geleceğimizi zincire vurmaktır.
Artık bu zincirlerin kırılması gerekiyor.
Eğitim sistemi kökten değişmeli, tek tip sınav anlayışının yerine yıllara yayılan emeği, gayreti, üretimi ve yaratıcılığı esas alan bir düzen kurulmalıdır. Türkiye’nin gerçek kalkınması köprülerde ve binalarda değil, gençlerinin özgürleşen aklında ve zincirlerinden kurtulan yüreğinde yatmaktadır.
Unutmayalım ki bu milletin geleceği test kitaplarında değil, hür düşünen, sorgulayan, üreten Türk gençliğinde yükselecektir. Ve o gün geldiğinde, sınav köleliğinin zincirlerini kıran Türk genci, hem kendini hem milletini hak ettiği ufuklara taşıyacaktır.
Yorumlar kapalı.