Ömer Çam
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Sokaklarımızı Karanlığa Teslim Etmeyelim

Sokaklarımızı Karanlığa Teslim Etmeyelim

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye son dönemde, sokaklarda yaşanan şiddet olaylarıyla yeniden ciddi bir sınavdan geçiyor. Masum insanların canına kast eden saldırılar ve özellikle Minguzi cinayeti, artık ertelenemez bir güvenlik meselesiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Bu cinayet, yalnızca bir insanın hayatına kıyılması değil; aynı zamanda devlet otoritesine meydan okunması, milletin huzurunun hedef alınması ve sokaklarımızın karanlık güçler tarafından kuşatılmaya çalışılması anlamına geliyor.

Bir ülkenin en temel görevi vatandaşlarının güvenliğini sağlamaktır. Devletin varlık nedeni, insanın canını ve malını korumaktır. Eğer sokaklarımızda örgütlü gruplar cesaretle hareket edebiliyor, cinayet işleyebiliyor ve bunu adeta bir gövde gösterisine dönüştürebiliyorsa, burada ciddi bir güvenlik boşluğu vardır. Bu boşluğun büyümesine izin verilirse, sadece bugünü değil, geleceğimizi de kaybetmiş oluruz.

Çözüm nettir: Terör estiren bu yapılar kök salmadan yok edilmelidir. Güvenlik güçleri en kararlı şekilde desteklenmeli, hukuk sistemi ise tavizsiz ve caydırıcı bir şekilde işletilmelidir. Adaletin gecikmesi, adaletin yok olması anlamına gelir. Hiçbir hafifletici sebep, insan canına kıyan bir örgütlü şiddet olayını mazur gösteremez. Tam tersine, en ağır cezalarla karşılık verilmelidir ki kimse yeniden benzer bir adımı atmaya cüret edemesin.

Ancak mücadele yalnızca devletin sorumluluğunda değildir. Toplumun da bu konuda tarihi bir sorumluluğu vardır. Şiddeti görmezden gelen, normalleştiren veya çeşitli gerekçelerle mazur göstermeye çalışan her yaklaşım, terörün cesaretini artırır. Sessizlik, suçun en büyük destekçisidir. O nedenle millet olarak daima barışın, huzurun ve adaletin yanında saf tutmak, terörün karşısında gür bir sesle “hayır” demek zorundayız.

Minguzi cinayeti, bizlere bir kez daha şu gerçeği hatırlatmıştır: Sokaklarımız boş bırakıldığında, bu boşluğu mutlaka karanlık güçler doldurur. O yüzden bu olay bir dönüm noktası olmalı, aynı karanlığın yeniden doğmasına izin verilmemelidir. Türkiye, şiddetin değil; barışın, huzurun ve adaletin ülkesi olmalıdır.

Bugün susarsak, yarın çok daha büyük acılarla yüzleşmek zorunda kalırız. Devletin gücü, milletin desteği ve hukukun caydırıcılığı birleşirse, bu topraklarda teröre asla geçit verilmeyecektir. Çünkü güvenliğini kaybeden bir ülke, her şeyini kaybeder. Türkiye, bu karanlığı aşacak kudrete sahiptir. Yeter ki sokaklarımızı teröre teslim etmeyelim.

Sokaklarımızı Karanlığa Teslim Etmeyelim
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin