Ömer Çam
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yorum-Analiz
  4. Türk Çocuğunu Yarına Hazırlamak

Türk Çocuğunu Yarına Hazırlamak

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir milletin kaderini belirleyen en güçlü unsur, onun eğitim anlayışıdır. Ordular, siyasetçiler, fabrikalar ya da borsalar bir toplumu ayakta tutabilir; fakat o topluma yön verecek, onu geleceğe taşıyacak olan asıl güç, çocuklarının nasıl yetiştiğidir. Bugün dünyanın en seçkin toplumlarının başarı hikâyelerine baktığımızda, hepsinin arkasında, ince ince dokunmuş bir eğitim vizyonu vardır.

Finlandiya’da çocuk, küçük yaşlardan itibaren sorgulamaya teşvik edilir. Ona yalnızca bilgi değil, düşünme yeteneği verilir. Japonya’da gençler sorumlulukla yoğrulur, sınıflarını temizlemekten toplum hizmetine kadar hayatın her alanında görev alır. Güney Kore’de disiplin ve çalışkanlık, çocukların en büyük sermayesidir. Almanya’da ise gençler kabiliyetlerine göre yönlendirilir; kimisi bilimde derinleşirken kimisi sanayinin usta işçileri olur. Her biri, toplumu ayakta tutacak şekilde eğitilir.

Ve biz… Türkiye. Bu topraklarda, tarih boyunca “çocuk” yalnızca bir aile ferdi değil, milletin istikbali olarak görülmüştür. Atatürk, Cumhuriyet’in ilk yıllarında “En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir” derken aslında bu gerçeğe işaret ediyordu. Çünkü Türk çocuğu, yalnızca sınavlara hazırlanmak için değil, milletin şerefini ve bağımsızlığını yarına taşımak için yetiştirilmeli.

Ne yazık ki bugün eğitim sistemimiz, sık sık değişen müfredatlar ve sınav maratonlarıyla bir türlü istikrara kavuşamıyor. Çocuklarımızın omuzlarındaki ağır çantalar, aslında yüklenmiş bir sistemin yansımasıdır. Yaratıcılıklarını körelten ezber yöntemleriyle değil, ufuklarını açacak bir vizyonla onları yetiştirmek zorundayız. Türk çocuğu, yalnızca ders kitaplarına değil, aynı zamanda dünyaya, bilime, teknolojiye ve kültüre açık olmalıdır. Ama aynı zamanda köklerinden, milli kimliğinden, tarihinden ve değerlerinden kopmamalıdır.

Eğitimin amacı yalnızca doktor, mühendis, hukukçu yetiştirmek değildir; aynı zamanda vatanını seven, ahlakıyla örnek, çalışkan, sorumluluk sahibi bireyler kazandırmaktır. Türk çocuklarının yetişmesi, bu bakımdan sadece bireysel başarı değil, milletin bekası meselesidir. Çünkü onların gözlerindeki ışık sönükse, yarının Türkiye’si de karanlık olacaktır. Ama onların ufku geniş, inancı sağlam, donanımı güçlü olursa, bu topraklarda yeni bir çağ açmak hiç de uzak değildir.

Finlandiya’nın özgür düşüncesi, Japonya’nın disiplini, Almanya’nın üretkenliği, Güney Kore’nin azmi… Bunların hepsini kendimize örnek alabiliriz. Fakat biz Türk milletiyiz; kendi modelimizi, kendi ruh köklerimizle yoğurmak zorundayız. Çünkü bu ülkenin çocukları, yalnızca bireysel geleceklerini değil, aynı zamanda milletin istiklalini temsil ediyor.

Gelin, eğitim meselesini günübirlik politik tartışmaların gölgesinden çıkaralım. Gelin, Türk çocuklarını yalnızca sınavlarda değil, hayatta başarılı kılacak bir sistem kuralım. Çünkü eğitim, bir devlet politikası değil, bir “millî dava”dır. Ve bu dava, Türk çocuğunun alnındaki ışığı parlatmak, onun gönlündeki vatan sevgisini korumak, beynindeki merakı özgürleştirmekle kazanılacaktır.

Türk Çocuğunu Yarına Hazırlamak
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin