Ömer Çam
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. TÜRK MİLLETİ ZORDA DOĞAR, ONURLA YAŞAR!

TÜRK MİLLETİ ZORDA DOĞAR, ONURLA YAŞAR!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarih, milletlerin kaderle yaptığı uzun bir yürüyüşün adıdır. Kimi milletler bu yürüyüşte yorgun düşer, kimileri yönünü şaşırır. Fakat Türk milleti hiçbir zaman yalnızca yürüyen olmamıştır; yolu da o açmıştır, yönü de o çizmiştir. Çünkü Türk milleti, en zor anlarında bile içinden yeniden doğmayı bilen, küllerinden dirilen bir ırmak gibidir. Önüne set çekilse de sonunda denize ulaşır. Bu, yalnızca bir direniş değil; binlerce yıllık bir kültürün, bir yüksek şuurun ve onura adanmış bir varoluşun ifadesidir.

Mustafa Kemal Atatürk, bu karakterin modern çağdaki en parlak yansımasıdır. O, Türk milletinin tarih boyunca sayısız kez sınanmış iradesini Cumhuriyet’e dönüştürmüş, yalnızca silah gücüyle değil akılla, inançla, bilgiyle ve kültürle mücadele etmiştir. Sakarya’da toprağın kanla yoğrulduğu günlerde bile bir ulusun yeniden doğuşunu planlayan sükûnetin içindeydi. O günlerde Türk milleti, açlıkla, yoksullukla, düşmanla değil, umutsuzlukla savaşmıştır. Ve her defasında kazanan, Türk milletinin içindeki o yüksek kültür olmuştur; yani onurun, vefanın, bilgeliğin ve cesaretin özü.

Bugün dünya başka bir savaşın içindedir. Toplar, tüfekler değişti; cephe artık zihinlerde, ekranlarda, fikirlerde kuruluyor. Milletler toprakla değil, bilgiyle, ahlakla ve kimlikle sınanıyor. Tam da bu noktada Türk milletinin karakteri yeniden belirleyici hale geliyor. Çünkü Türk’ün kültürü yalnızca geçmişin destanlarında saklı değildir; bugünün teknolojisinde, sanatında, düşüncesinde ve iradesindedir. Yüksek Türk kültürü, geçmişin övülmesi değil, geleceğin kurulmasıdır. Atatürk’ün “Türk, öğün, çalış, güven” sözü bir temenni değil, bir stratejidir. Bu millet tarihin her döneminde kendi elleriyle yeniden doğmayı bilmiştir; çünkü kaderini başkalarına yazdırmamıştır.

Bugünün Türk genci Çanakkale’deki süngüyle değil belki ama bilgiyle, üretimle, bilimle savaşmaktadır. Fakat öz aynıdır: bağımsızlık. Atatürk’ün “Tam bağımsızlık, her alanda bağımsızlıktır” sözü bugün her zamankinden daha anlamlıdır. Yabancı fikirlerin gölgesinde değil, kendi aklının ışığında yürüyen bir Türk genci, dedesinin cephede kazandığı zaferi laboratuvarda, kürsüde, fikrinde kazanmaktadır. Çünkü Türk milletinin büyüklüğü yalnızca savaş meydanlarında değil; gönlündeki adalet duygusunda, dilindeki vakarında ve kalbindeki insan sevgisindedir.

Zaman gelir, bu milletin üzerine yine kara bulutlar çöker. Ekonomik, siyasi ya da manevi fırtınalar kopar. Fakat o fırtınalar Türk’ün ruhundaki ateşi söndüremez. Çünkü bu milletin mayasında boyun eğmek yoktur. Her zaman başkaldırmıştır; haksızlığa, sömürüye, zillete. Bu direnişin kaynağı basit bir gurur değil, binlerce yıllık bir medeniyet bilincidir. Türk milleti bilir ki onursuz bir rahatlıktan onurlu bir mücadele yeğdir.

Bugün Türk’ün önünde yeni bir çağ duruyor. Dijital çağ, bilgi çağı, insanlık çağı… Bu çağda da Türk milleti özünü koruyarak yeniliği kucaklamak zorundadır. Çünkü Atatürk’ün de dediği gibi “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” olmadan bir milletin geleceği olamaz. Bu yüzden yüksek Türk kültürünü yaşatmak yalnızca geçmişe saygı değil, geleceğe sorumluluktur. Türk milleti, geçmişinden aldığı kudreti bugünün aklıyla birleştirdiği sürece hiçbir güç onu eğemez.

Atatürk, bir milletin kaderini değiştirdi; ama o kaderin hamurunda hep aynı ruh vardı: Türk’ün onuru. O onur bugün de aynı şekilde yaşıyor. Kimi zaman bir bilim insanının gece yarısı laboratuvarda yanan ışığında, kimi zaman bir askerin sınırda tuttuğu nöbette, kimi zaman bir çocuğun “ben yapabilirim” diyen sesinde. Türk milleti her çağda kendine düşeni yapar: önce düşer gibi olur, sonra ayağa kalkar, sonra yeniden yürür ve sonunda yine öncülük eder.

Çünkü Türk milleti tarihin pasif bir seyircisi değil, aktif bir kurucusudur. Kaderi başkalarının yazdığı satırlarda değil, kendi alın terinde, kendi kaleminde, kendi vicdanında gizlidir. Yüksek Türk kültürü yalnızca geçmişin bir emaneti değil, geleceğin teminatıdır.

Ve o güç hâlâ Türk milletinin yüreğindedir.

TÜRK MİLLETİ ZORDA DOĞAR, ONURLA YAŞAR!
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin