SGK Başkanı çıkmış, sanki milletin ömrü kendi başarısıymış gibi konuşuyor:
“Eskiden mezarda emeklilik deniyordu. 50-55 yaşında ölüyorduk. Bugün 78 yıl ortalamaya gelmişiz!”
Ne güzel ya!
Demek ki millet daha uzun yaşıyormuş…
Peki nasıl yaşıyor?
Kaç yıllık yaşam ömrünün hangi yılında insan gibi yaşıyor?
Kağıt üstünde uzayan hayatlar, raflarda çürüyen umutlar gibi birer istatistik sadece…
Hakikat ise kasanın önünde ömrünü tüketen emekli ninelerin, ay sonunu getiremeyen dedelerin yüzü!
İnsanlar hayatta kalıyor, evet…
Ama yaşamıyor!
Bir ay boyunca sabırla beklediği maaşını alır almaz, faturaların boğazına sarıldığı bir hayata mahkûm…
Sonra çıkıp “Ortalama ömür 78” diyorsunuz…
78 yılın kaç yılı gurur, kaç yılı onur?
78 yılın kaç yılı vatana hizmet, kaç yılı vatandan karşılık beklemek?
Bu ülkede emekli,
Marketteki etikete bakarken gururunu yutuyor
Torununa çikolata alırken hesap yapıyor
Soğukta titreyip doğal gazı kısmaya çalışıyor
Ama bazıları hâlâ konuşuyor…
Masalarda, koltuklarda, maaşını düşünmeden yaşamanın konforuyla…
Biz Türk’üz!
Bu milletin emeklisi savaşın, yokluğun, varoluş mücadelesinin çocuğudur.
Devletine yük değil; devletini bugüne taşıyan değerdir!
Hatırlatalım:
Emekli sadaka değil, hakkını istiyor.
Onurunu, emeğini istiyor.
İnsan gibi yaşamak istiyor!
Lüks makam koltuklarında hayat “78 yıl” görünebilir…
Ama milletin evinde kombiyi kısmış bir dedenin gözünde o hayat 78 dakika bile sürmüyor!
Kimse kusura bakmasın…
Bu millet mezarı erken değil, umudu geç görüyor!
Ve milletin sabrı, “ortalama ömür” hesabıyla ölçülmez!
Şimdi soruyorum:
Bir ülkenin emeklisi huzurla yaşayamıyorsa,
O ülke gerçekten yaşıyor mu?









Yorumlar kapalı.