Sevda Güneş Kıran
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yorum-Analiz
  4. Meclise Kimi Gönderdiğinizi Bir Daha Düşünün!

Meclise Kimi Gönderdiğinizi Bir Daha Düşünün!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bazen bir milletin kaderi, bir oy pusulasının mürekkebinde saklıdır.
Bir mürekkep damlası… Kimi başını yere eğer, kimi o başı göğe kaldırır. Sandığa atarken sıradan görünen o kâğıt, aslında bir milletin onuru, bir devletin geleceğidir.

Bugün dönüp aynaya baktığımızda sormamız gereken soru nettir: Biz bu ülkenin namusunu kime emanet ettik?
O mecliste oturanların kaçı bu vatanın bedelini bilir, kaçı sadece maaş bordrosunu?

Bir zamanlar o kürsülerde konuşanlar, “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyen bir önderin talebeleriydi. Şimdi aynı kürsüden Atatürk’e, Türk ordusuna, Türk kimliğine dil uzatılıyor. Ve ne acıdır ki, milletin vekili olması gereken bazıları bu rezaleti seyrediyor.

Bir hatırlayalım…

Eğer bugün Meclis’te Kadir Uğur Yılmaz, Gökmen Küçükçalık, Koray Topçu gibi vatanına sevdalı, mertliği karakterine işlemiş insanlar oturuyor olsaydı… Ahmet Yılmaz Cumhurbaşkanı olsaydı…

Bir Sırrı Sakık, Atatürk’e hakaret etmeye cüret edebilir miydi? Cevap basit: Edemezdi.
Etselerdi, o meclisten tek parça çıkabilirler miydi?
Çıkamazlardı! Çünkü mesele koltukta oturmak değil, o koltuğun hakkını verebilmektir. Bazıları o koltuğu çıkar uğruna işgal eder, bazıları o koltuğa şehit kanıyla kurulmuş bir devletin onurunu taşımak için oturur.

Bugün Meclis kürsüsünden Türk’e, Atatürk’e, Cumhuriyet’e hakaret edilebiliyorsa, suç sadece o sözleri edenlerde değil…

O hakaret karşısında susup oturanlarda. Zira sessizlik, çoğu zaman ihanetten daha tehlikelidir. Bir milletin onuru, parlamentodaki yüreklerin nabzında atar. O nabız zayıfladığında, düşman söze cesaret bulur.

Milletin görevi açık:

TBMM’ye laf cambazlarını değil, vicdanı pusula, yüreği vatan olan insanları göndermektir. Atatürk’ün adını ağzına almaya bile layık olmayanların değil, onun ilke ve devrimlerini yaşam biçimi haline getirenlerin mecliste olmasıdır.

Bir sonraki seçimde sandığa gitmeden önce, aynaya bakın ve sorun kendinize: “Ben oyumu Atatürk’e hakaret edenleri susturacak cesur yüreklere mi veriyorum, yoksa sessizce izleyenlere mi?”

Unutmayın…

Bu vatan korkakların değil, Atatürk’ün izinde yürüyenlerin omzunda yükselecek. Kimi meclise gönderirseniz, tarih sizi onunla hatırlayacak.

Meclise Kimi Gönderdiğinizi Bir Daha Düşünün!
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin