Simge ERCİYAS
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yorum-Analiz
  4. 9 Işıkta, MHP’nin Evanjelik Tapınak Sevdası ve Türkiye’nin Üniter Bütünlüğüne Saldırı

9 Işıkta, MHP’nin Evanjelik Tapınak Sevdası ve Türkiye’nin Üniter Bütünlüğüne Saldırı

MHP’nin “9 bölge” söylemi, 9 Işık Doktrini’ni istismar ederek İstanbul Kanalı üzerinden ekümenik bir düzen kurma projesine dönüştürülüyor. Bu yaklaşım, Evanjelik tapınak hizmeti iddialarını güçlendirirken, Türkiye’nin üniter yapısına yönelik ciddi bir tehdit ve anayasal ihlal olarak değerlendiriliyor.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gargamel’in bir çiftliği olmuş, 9 ışıkta çocukları doğmuş. Birinin adını Tayyip, birinin adını Özgür, diğerlerinin adını ise; Bülent, Abdullah, Tülay, Tuncer, Zekeriya ve Gültekin koymuş. Bu masalsı girişin devamı ise hiç de masum değil. Çünkü bu isimlerin çağrıştırdığı isimlerden çok, temsil ettikleri siyasal düzenek ve söylemler, Türkiye’nin kaderini belirleyen karanlık bir tapınağın parçası gibi.

Bugün Türkiye’nin siyasi arenasında yaşananlar, bir kurgu değil, bir proje. Ve bu proje, uzun zamandır yazılıp sahnelenen bir tiyatronun, görünmez sahne arkasından servis edilen senaryosu gibi işliyor. Başrollerde ise şaşırtıcı olmayan biçimde yine aynı aktörler var. Ama dikkatli bakıldığında, artık figüranların bile birbirinden ayırt edilemediği bu karanlık yapıda, yeni bir aşamaya geçilmiş gibi görünüyor: Evanjelik tapınak hizmeti.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP), “Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları” adı altında başlattığı ve “9 bölge 81 il” söylemiyle sunduğu yeni propaganda dili, ilk bakışta bir organizasyon stratejisi gibi algılanabilir. Ancak bu masum görüntünün ardında çok daha derin, çok daha sistematik bir alt yapı yatıyor. MHP’nin, Alparslan Türkeş’in “9 Işık Doktrini”ni yeniden canlandırma kisvesi altında İstanbul Kanalı merkezli bir “ekümenik yapı” inşa etme niyeti taşıdığı iddiaları artık yalnızca marjinal çevrelerin değil, geniş kitlelerin de gündeminde.

Türkiye’nin resmi olarak yedi coğrafi bölgeye sahip olduğu gerçeği herkesin malumu. Hal böyleyken, MHP’nin “9 bölge” ifadesini ısrarla kullanması yalnızca semantik bir sapma değil; bu söylem, Anayasa’nın üniter devlet ilkesine açık bir meydan okumadır. 9 rakamı, Türk mitolojisinde kutsallık atfedilen bir sembol olabilir; ancak bu sembolizmi güncel siyasal mimariye monte etmek, inanç ile hukuk arasında kurulmaması gereken bir köprü inşa etmeye kalkmaktır. Ve o köprünün ucu, “kanal” üzerinden ayrıştırılmış bir İstanbul’a, yani ekümenik bir başkente çıkıyor.

Bu söylem yalnızca bir iletişim stratejisi değil; aynı zamanda Türkiye’nin anayasal bütünlüğüne yöneltilmiş organize bir saldırı gibi. Çünkü Evanjelik teolojide “tapınak hizmeti” kavramı, Tanrı’nın yeryüzündeki düzeninin tesis edildiği kutsal alanların oluşturulması anlamına gelir. Eğer iddia edildiği gibi İstanbul Kanalı üzerinden Türkiye’de böyle bir tapınak zemini kurulmak isteniyorsa, MHP’nin “9 bölge” propagandası da bu inşa sürecinin siyasal ayağına dönüşmüştür. Bu noktada sormak gerekir: MHP’nin “doktrin” diye sahiplendiği bu harita, aslında hangi misyonun tapusu?

Sevr’in gölgesinde her gün yeni bir parsel haritasıyla karşılaşırken, MHP’nin Evanjelizm’in tapınak hizmetine taşeronluk yaptığı iddiası artık spekülasyon olmaktan çıkmış durumda. Bu, halkın tepkisini yalnızca siyasal düzlemde değil, vicdani ve tarihsel bağlamda da büyütüyor. Üstelik bu süreç yalnızca MHP ile sınırlı değil. AKP, CHP ve DEM Parti’nin de bu sessizlik ortaklığında pay sahibi olduğu, bazı diplomatik kulislerde yüksek sesle dile getirilmeye başlandı bile. Kamuoyunun büyük bölümü, bu partilerin aslında ASALA benzeri derin yapılara karşı bir suskunluk ittifakı içinde olduğuna inanıyor.

Tüm bu gelişmelerin ortasında “millet” denilen kavram, sahipsiz ve çaresiz bırakılıyor. Çünkü halktan hiçbir yetki almadan, kapalı kapılar ardında anayasa mühendisliği yapanlar, “9 Işık” gibi manevi kavramları araçsallaştırarak halkı manipüle ediyor. Oysa 9 Işık ne bir tapınağın mimari detayıdır ne de siyasal bölünmüşlüğün haritasıdır. 9 Işık, eğer gerçekten bir doktrinse, onun asıl karşılığı milli egemenliktir, milli iradedir ve her şeyden önce üniter devlettir. Bugün MHP’nin bu kavramı, Evanjelik bir bölünmenin aparatı hâline getirmesi, Türk milliyetçiliğine yöneltilmiş en ağır ihanettir.

Tarih bize gösterdi ki; bu topraklarda kurulan her ihanet sofrasının sonu hüsrandır. Ve yine tarih göstermektedir ki, halk eninde sonunda kendi iradesini sandığa, meydanlara ve hukuka taşımayı bilir. MHP’nin bu hadsizliği, yalnızca bir söylem hatası değil; aynı zamanda Türkiye’nin üniter yapısını Sevr zihniyetiyle yeniden şekillendirmeye kalkışan bir ihanettir. Bu cüretin sonu ya büyük bir siyasi çöküş ya da topyekûn bir hesaplaşma olacaktır.

Şimdi soru şudur: Halk, bu ihaneti sineye mi çekecek; yoksa yakın bir gelecekte bu 9 çocuğun hepsini anayasaya, hukuka ve vicdana teslim mi edecek mi?

Bu yazı, siyasal eleştiri hakkı çerçevesinde kaleme alınmış olup, herhangi bir şahsı veya kurumu hedef gösterme amacı taşımaz. Amaç, kamuoyunu bilgilendirmek ve anayasal değerlere dikkat çekmektir.

9 Işıkta, MHP’nin Evanjelik Tapınak Sevdası ve Türkiye’nin Üniter Bütünlüğüne Saldırı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin