Öncelikle; Kıbrıs’ta sadece bir toprak değil, bir davanın sorumluluğu var!
Türkiye’nin adadaki varlığı; geçmişin emaneti, geleceğin teminatıdır. Bu dünyaca kabul edilmeli.
Peki bu sorumluluk altında Türkiye ne yapmalı?
İşte güçlü bir duruşun 4 temel taşı: KKTC Tanınmalı!
Dünya artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sesini duymalı. Türk dünyası ve Afrika ülkeleriyle kurulan yeni ittifaklar bu yolda anahtar olacaktır.
Kıbrıs’ta Barışın ve Gücün Adı: Türkiye
KKTC’nin Uluslararası Tanınırlığını Arttırmalı: KKTC Tanınmalı!
Dünya artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sesini duymalı. Türk dünyası ve Afrika ülkeleriyle kurulan yeni ittifaklar bu yolda anahtar.
Türkiye, KKTC’nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanınması için diplomatik girişimlerini yoğunlaştırmalı, özellikle Türk dünyası ve Afrika ülkeleriyle bu konuda ilişkilerini derinleştirmelidir.
Doğu Akdeniz’de Haklarını Kararlılıkla Korumalı: Mavi Vatan’da Taviz Yok!
Güney Kıbrıs-İsrail-Yunan üçgenine karşı Türkiye, KKTC’nin haklarını kararlılıkla savunmalı. Sondaj, diplomasi ve caydırıcı güç bir arada yürütülmeli.
Güney Kıbrıs’ın İsrail ve Yunanistan ile yaptığı askeri ve enerji anlaşmaları karşısında Türkiye hem deniz yetki alanlarını hem de KKTC’nin haklarını koruyacak şekilde sondaj, askeri varlık ve diplomatik denge politikalarını sürdürmelidir.
İki Devletli Çözüm Modelini Netleştirmeli: #KTC Federasyon rüyası bitti.
Egemen eşitlik esasına dayalı iki devletli çözüm artık hem gerçekçi hem meşru. Yok denirse tek çözüm KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ olacaktır.
Federasyon temelli çözüm önerileri yerine, artık resmi politikası hâline gelen “iki ayrı egemen devlet” modelini kararlı şekilde uluslararası platformlarda savunmalı, bu modeli anlatan etkin diplomasi yürütmelidir.
KKTC’nin Ekonomik ve Kurumsal Güçlenmesini Desteklemeli: KKTC Ekonomik Olarak Ayağa Kalkmalı!
Askerî varlığın yanı sıra eğitim, turizm, teknoloji ve yatırım hamleleriyle KKTC, kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir devlet hâline gelmeli.
Türkiye, KKTC’nin ekonomik bağımsızlığını ve iç istikrarını sağlayacak altyapı, teknoloji ve turizm yatırımlarına öncelik vermeli; adadaki Türk varlığını sadece askeri değil, kültürel ve ekonomik olarak da güçlendirmelidir.
Bu adımlar, Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığını sağlamlaştırmasının ve bölgede barış, denge ve hak temelinde güçlü bir aktör olarak varlığını sürdürmesinin temelidir.
Türkiye varsa, çözüm de var! Huzur bozulursa Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dönemine kadar devam…
Vatanın Türk ellerinde daim olsun Kıbrıs’ım.
Yorumlar kapalı.