Ekrem İmamoğlu, “Güzel dil Kürtçenin inkâr edildiğini ve hor görüldüğünü yaşadık. Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum, tarihi bir sorumluluğumuz var” diyorsunuz.
Soralım: Hangi “tarihi sorumluluk”? Bu, 10 Ağustos 1920’de Sevr’de imzalanan, Musul’dan Van’a, Erzurum’dan Diyarbakır’a kadar uzanan bölgeleri Yahudi, Ermeni ve sözde Kürt beyliklerine teslim eden ihanettir. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta bunu “Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr günü tatbik olunmuş, en ağır bir suikast” olarak tanımlar.
Ve bakın, o dönemde Ali Kemal ne yazıyordu (Peyam-ı Sabah, 13 Eylül 1920):
“İngiliz himayesi altında millî varlığımız korunur, kültürel haklarımız garanti altına alınır, memleketin asayişi temin edilir. Bu yoldan başka selamet yolu yoktur.”
Bu cümlenin “İngiliz himayesi” ifadesini çıkarıp yerine “Kürtçe öğrenmek” koysanız, sizin son açıklamanızla neredeyse birebir olur:
“Kürtçe öğrenmek, kültürel haklarımızı garanti altına alır, toplumsal barışı temin eder. Bu yoldan başka selamet yolu yoktur.”
Görüyor musunuz? Aradan 105 yıl geçmiş ama mantık, üslup ve sonuç aynı: 1920’de manda siyaseti, 2025’te etnikçiliğe taviz siyaseti.
Mustafa Kemal’in uyarısı açıktı: “Türk milletini esir etmek isteyen düşmanlar, evvela millî benliğini unutturmak için saldırırlar.” Bugün bu saldırı, sizin ağzınızdan “dil” üzerinden yapılıyor.
Rahmetli Bülent Ecevit yıllar önce CHP’yi açıkça uyarmıştı: “Parti içindeki PKK ve DHKP-C artıklarını ayıklamadığınız sürece Atatürk çizgisinden sapmaya devam edeceksiniz.” Dinlenmedi. Bugün siz ve Özgür Özel, Atatürk’ün değil, Londra ve Washington’un çizdiği rotadasınız. CHP, tıpkı 1920’de İstanbul Hükûmeti gibi, milletin değil manda siyasetine mahkûm olmuş durumda.
Ve gelelim asıl meseleye: İmamoğlu’nun “Kürtçe öğreniyorum” açıklaması kimin umurunda? Zira aylar önce “Nutuk okuyorum” diyerek, Nutuk bilmeden siyaset yaptığınızı bizzat itiraf ettiniz. Sözde başladığınız bu yolda, anlaşılan ne okumuşsunuz ne de anlamışsınız. Zira Nutuk; herkesin okuyabileceği bir metin değildir. Onu anlamak cesaret ister kavramak feraset ister uygulamak ise vatan sevgisi ve kan ister. Bunlar olmayınca geriye sadece aciz, günübirlik ve teslimiyetçi, taşeron, bağımlı siyaset/çi kalır.
23 Nisan 1920’de TBMM açıldığında Atatürk, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” dedi. 1921 Anayasası’nda ise “Manda ve himaye kabul olunamaz” hükmünü koydu. Nutuk’ta bunun altını kalın çizgilerle çizdi: “Böyleleri, her kim olursa olsun, milletin gözünde hain sayılır.”
Ekrem (Müdafa) İmamoğlu, tavsiyemiz tarihimizi öğrenmenizdir. Tüm Dünya’ya beyan Anayasamızı ve Nutuk’u okuyun ve bu Milletin neler yapabileceğini anlayın. Bu cehaletle devam etmeniz, sizin ve hatta insanlık adına çok çok küçük düşürücü. Eğer Nutuk’u anlayamıyorsanız ki bu zaten pek mümkün görünmüyor! Türk Milleti size anlatırız, olmazsa yaşatır.
Damat Ferit’ler, Ali Kemal’ler, Sait Molla’lar, tarihin çöplüğünde; onlara benzeyenler de orada yerini alır. Haddinizi yanınıza alın ve ekibinizle buraları terk edin.
Bu tabloya bakın ve Anlayınız kimin kim neyin ne olduğunu.
📜 1920–2025 Karşılaştırma Tablosu
Yıl / Tarih | Kişi / Olay | Açıklama (Orijinal Metin) | Ortak Söylem / Mantık | Sonuç |
---|---|---|---|---|
13 Eylül 1920 | Ali Kemal (Peyam-ı Sabah) | “İngiliz himayesi altında millî varlığımız korunur, kültürel haklarımız garanti altına alınır, memleketin asayişi temin edilir. Bu yoldan başka selamet yolu yoktur.” | Dış destekle (manda) güvenlik ve hak sağlama vaadi | Manda siyasetinin savunusu, milli egemenliğin teslimi |
10 Ağustos 1920 | Sevr Antlaşması | Osmanlı topraklarının parçalanması, Kürt-Ermeni özerklik planı | “Barış” adı altında parçalanma | Türk milletinin bağımsızlığına son verme girişimi |
19 Mayıs 1919 – 1927 | Mustafa Kemal Atatürk (Nutuk) | “Manda ve himaye kabul olunamaz. Böyleleri, her kim olursa olsun, milletin gözünde haindir.” | Tam bağımsızlık vurgusu | Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın temeli |
2024 (Temmuz) | Ekrem İmamoğlu | “Güzel dil Kürtçenin inkâr edildiğini ve hor görüldüğünü yaşadık. Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum, tarihi bir sorumluluğumuz var.” | “Dil hakkı” üzerinden toplumsal barış vaadi | Etnik kimlik siyaseti, bölgesel ajandaya uyum |
1920 → 2025 karşılaştırması | Paralellik | “İngiliz himayesi” → “Kürtçe öğrenmek” | Kültürel hak / dış destek = çözüm algısı | Farklı araç, aynı teslimiyetçi mantık |
2025 (Günümüz) | CHP yönetimi | Özgür Özel – İmamoğlu kadrosu, etnik ve dış kaynaklı ajandalara uyum | Parti içi Atatürk çizgisinden sapma | CHP’nin milli egemenlik zemininden uzaklaşması |
Yorumlar kapalı.