Önce onayı aldılar, sonra yangını çıkardılar, alanı imara hazırladılar, ruhsat çıkardılar şimdi ise Trump’a satıyorlar….
Orman yangınları sıradan bir “doğa olayı” değildir. Her yangının ardında iklimsel, ekonomik ya da siyasal bir neden aranmalıdır. Eskişehir ormanlarının yanışı da böyle bir “doğal felaket” değil, stratejik bir işaret fişeği gibidir.
Bugün Washington kulislerinde konuşulanlar, Ankara’nın koridorlarında fısıldananlarla birleşince tablo daha da netleşiyor. 25 Eylül 2025’te Trump ile Erdoğan arasında yapılacak görüşmede masanın üstünde yalnızca diplomatik nezaket olmayacak. Masanın üstünde Eskişehir’in Beylikova ilçesinde keşfedilen 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervi ve Kırka’daki 950 milyon tonluk bor madeni duracak.
ABD, onlarca yıldır “nadir elementler” konusunda Çin’e bağımlılıktan kurtulmak için yeni kaynaklar arıyordu. Bugün ise Türkiye’nin bu rezervleri, Washington için “jeopolitik can simidi” haline gelmiş durumda. Nitekim ABD’nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın “Türkiye’nin nadir element yatakları için stratejik fırsat doğmuştur” sözleri, bu niyetin diplomatik bir kazadan ibaret olmadığını gösteriyor.
Soru şu: ABD, bu rezervleri kamyonlara yükleyip mi götürecek?
Elbette hayır. Modern emperyalizm artık hammaddeyi değil, toprağın kendisini devralıyor. Beylikova ve Kırka’daki toplam 2.215 kilometrekarelik alanın ABD’ye verilmesi iddiası, işin özünü özetliyor. Yani mesele sadece maden değil, Türkiye toprağının devridir.
Geçtiğimiz yıl bu bölgelerde çıkan yangınlar, bugün başlatılan yol yapımı projeleri ve halk arasında dillendirilen “iş makinelerinin mağaralara düştüğü” söylentileri, yalnızca bir tesadüf olabilir mi?
Yoksa bu, rezervlerin üstünü temizleme operasyonu mudur?
Trump’ın, Erdoğan’a “Eskişehir’e girmişken Kırka bor yataklarını da halledelim” diyeceği iddiası, sadece bir diplomatik talep değil, doğrudan Türk milletinin varlığına yönelmiş bir tehdittir. Çünkü bor, yalnızca maden değil; enerji, savunma ve teknoloji çağında stratejik bir bağımsızlık anahtarıdır.
Şayet bu topraklar masa başında devredilirse, bu yalnızca bir ekonomik satış değil, milletin geleceğini ipotek altına almak anlamına gelir. Erdoğan koltuğunu korumak uğruna böyle bir adıma kalkışırsa, bunun hesabı sandıkta değil, tarih önünde sorulacaktır.
Eskişehir ormanları yanarken aslında yanmakta olan şey yalnızca ağaçlar değildir. Yanmakta olan Türk milletinin bağımsızlığıdır.
Bu anlamda Türkün hatırlamasında fayda olacağı iki mesele bulunmaktadır.
- Diplomasız her yetki mutlak butlandır.
- Türkiye’nin bağımsızlığını tehlikeye düşürecek hiçbir antlaşma, Türk milletinin iradesini bağlamaz.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Kaynak :
Yorumlar kapalı.