Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), “Terörsüz Türkiye Komisyonu”nun kuruluşu, tartışmaların fitilini ateşledi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, yasaya dayanmadan, özel bir kararla apar topar kurduğu komisyon, hukuki meşruiyet ve siyasi niyet sorgulamalarıyla gündeme bomba gibi düştü.
Peki, bu komisyon gerçekten “terörsüz” bir Türkiye mi hedefliyor, yoksa siyasi bir gösterinin parçası mı?
Hızlı bir Kararla, Şaibeli başlayan Sürece tüm partilerin destek vermesi halkın tepkisini çekse de süreci durduran yok!
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “tarihi çağrısı” ile başlatılan süreçte, “Terörsüz Türkiye Komisyonu”nu kurmak için jet hızıyla harekete geçti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşen Kurtulmuş, siyasi partilerden 31 Temmuz 2025 saat 17:00’ye kadar komisyon üyelerinin isimlerini bildirmelerini talep etti. Ancak, komisyonun yasayla değil, TBMM Başkanlık kararıyla kurulması, hukuki dayanak tartışmalarını alevlendirdi. TBMM İçtüzüğünde bu tür bir komisyonun kuruluşuna açık bir izin bulunmazken, teamüllere dayandırılan bu karar, muhalefetin tepkisini çekse de süreci durduran yok.
Komisyonun 51 üyeden oluşacağı ve siyasi partilerin temsil dağılımının AK Parti’ye 21, CHP’ye 10, DEM Parti ve MHP’ye dörder, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi’ne üçer sandalye şeklinde olacağı açıklandı. TBMM’de grubu olmayan HÜDA PAR, Yeniden Refah Partisi, TİP, EMEP, DSP ve DP ise birer milletvekiliyle temsil edilecek. Ancak, bu dağılımın nasıl belirlendiği ve komisyonun yetkilerinin ne olacağı konusunda şeffaflık eksikliği, soru işaretlerini artırıyor.
Yasal Dayanak yok! Siyasi Manevra olduğu aşikar.
TBMM İçtüzüğü ’ne göre, ihtisas komisyonları kanunla, araştırma komisyonları ise Genel Kurul kararıyla kurulur. Ancak “Terörsüz Türkiye Komisyonu”, ne bir kanuna dayanıyor ne de Genel Kurul’un onayını almış durumda. Kurtulmuş’un, komisyonun kararlarını “nitelikli çoğunlukla” alacağını belirtmesi, yetki ve bağlayıcılık tartışmalarını daha da körükledi.
Muhalefet, komisyonun mevcut ihtisas veya araştırma komisyonlarının görevlerini üstlenerek gereksiz bir yapı oluşturduğunu savunuyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun, “Öcalan’ın taleplerini karşılamak için TBMM’yi alet etmeye sıcak bakmıyoruz” sözleri, komisyonun siyasi bir manevra olarak görüldüğünü açıkça ortaya koyuyor.
X platformunda da yankı bulan tartışmalar, komisyonun bir “zaman kazanma operasyonu” veya “yeni anayasa” gündemini örtbas etme girişimi olduğu yönünde iddiaları güçlendiriyor. Bazı kullanıcılar, CHP’nin komisyona katılmayacağına dair söylentileri desteklerken, bu kararın “isabetli” olacağı görüşünde birleşiyor.
Meşruiyet Krizi ve Şeffaflık Sorunu, Halk arasında Çığ gibi Büyüyor!
Komisyonun yasayla değil, TBMM Başkanı’nın inisiyatifiyle kurulması, meşruiyet krizini derinleştiriyor. TBMM İçtüzüğünde, özel yetkili geçici komisyonların (ad hoc komisyonlar) kurulmasına dair açık bir yasak bulunmasa da bu tür yapıların teamüllere dayandırılması, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerini zedeliyor.
Anayasa’nın 6. maddesi, “Hiçbir organ, kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetki kullanamaz” diyerek, TBMM’nin yetkilerinin sınırlarını çiziyor.
Peki, Kurtulmuş’un bu hamlesi, Anayasa’nın ruhuna ne kadar uygun?
Komisyonun yasal bağlayıcılığı olmaması, yalnızca öneri niteliğinde raporlar üretecek olması, etkisiz bir danışma platformu olacağı eleştirilerini güçlendiriyor. Muhalefetin, komisyonun adına “demokrasi” kelimesinin eklenmesi talebi ise, sürecin şeffaf ve kapsayıcı olmadığını düşündüklerini açıkça gösterse de “demokrasinin nasıl bir demokrasi” olacağı belli değil. Anayasanın demokrasi maddesi açık “KURUCU İLKELERE BAĞLI DEMOKRASİ” olması gerekmekte lakin ucu açık demokrasi dahi sürecin, Türkiye yararına gelişeceğine dair şaibeleri artırarak, halkın muhalefete dair güvenini azaltıyor.
“Terörsüz Türkiye Komisyonu”nun kuruluşu, hukuki dayanak eksikliği ve siyasi niyet tartışmalarıyla gölgelenmiş durumda. TBMM’nin resmi internet sitesinde veya mevzuat bilgi sisteminde komisyonun kuruluşuna dair henüz yayımlanmış bir kanun veya karar bulunmaması, sürecin şaibeli olduğunu düşündürüyor. Komisyon, Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi geçmiş örneklerle benzerlik gösterse de bu durum hukuki statüsünü netleştirmekten çok uzak.
TBMM, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine dayanarak varlığını sürdürürken, bu tür tartışmalı adımlar, Meclis’in meşruiyetine gölge düşürüyor. Komisyonun, gerçekten terörü bitirme hedefiyle mi, siyasi bir gündemi örtbas etmek için mi yoksa Roma kulübüne hizmet için mi kurulduğuna dair sorular, ancak sürecin şeffaflığı ve sonuçlarıyla yanıt bulabilir.
İçindekiler
- 0.1 Hızlı bir Kararla, Şaibeli başlayan Sürece tüm partilerin destek vermesi halkın tepkisini çekse de süreci durduran yok!
- 0.2 Yasal Dayanak yok! Siyasi Manevra olduğu aşikar.
- 0.3 Meşruiyet Krizi ve Şeffaflık Sorunu, Halk arasında Çığ gibi Büyüyor!
- 0.4 Peki, Kurtulmuş’un bu hamlesi, Anayasa’nın ruhuna ne kadar uygun?
- 1 Halka rağmen oluşturulan bu komisyon TBMM’nin Kendi İçindeki Sınavı Olacaktır.
Yorumlar kapalı.