Yine çıktılar meydana…
Yine sahneye sürdüler “derin devlet hikayecilerini.”
Neden mi? Çünkü Türk milleti bu kez kendi kaderine el koydu. Çünkü Türk milleti 27 Aralık’ta, Atası’nın huzurunda, bütün dünyaya kendi iradesini, kendi kararlılığını, kendi istiklalini ilan etti.
O büyük yürüyüş, bir halk hareketiydi. Ne bir partinin çağrısıydı ne bir organizasyonun. O yürüyüş, Türk milletinin gönlünden yükselen bir çığlıktı. İşte tam da bu yüzden rahatsız oldular. Çünkü millet artık “beklemekten” değil “yürümekten” yana tavır aldı.
Ve hemen ardından, Gladyo aparatları sahneye çıktı.
Kanal kanal gezip aynı nakaratı söylüyorlar: “Devlet tehlikeyi gördü, operasyon başlattı…”
Masal bu ya, hikaye bitmesin istiyorlar!
Oysa millet her şeyi gördü.
Bu ekran yüzlerinin, bu masa başı senaristlerinin kime çalıştığını, kimin adına konuştuğunu biliyor artık.
Bakın, dikkat edin kimler konuşuyor!
Emin Gürses… Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı!
Peki kimdi bu partinin diğer Genel Başkan Yardımcısı?
Özcan Pehlivanoğlu!
Hani şu “Sinan Oğan Cumhur İttifakını destekleyecek” diye açıklama yaparak milleti manipüle eden kişi.
İlginçtir, ne o vardı Anıtkabir’de, ne de diğeri!
Ama halk oradaydı. O milyonlarca sessiz yürek oradaydı.
Yani artık milletin sahnesine kimse çıkamayacak!
Ey Türk milleti, bu ekranlarda boy gösteren algı operatörlerine geçit vermeyin!
Onların “derin devlet” masallarına, “gizli operasyon” hikayelerine kanmayın!
Bu millet, 1001 gece masallarıyla değil, 1000 yıllık destanlarıyla büyümüştür.
Bu milletin kaderini ne Washington yazar, ne Londra, ne Brüksel.
Türk milletinin kaderini yine Türk milleti yazar!
Artık kimse bu milleti “kurtarılacak halk” olarak göremez.
Çünkü Türk milleti kendi istiklâlini yine kendi kurtaracaktır.
Algı kurmak isteyenlere tek cümleyle cevap verelim: Bizim algımız tok, aklımız açık, kalbimiz Türk Milleti için atıyor.
1001 Gece Masallarıyla Millet Uyutulmaz




Yorumlar kapalı.