Hakikat Güneş Gibidir
Bir süre önce kaleme aldığım kitabı, kıymetli Türk aydını Timur Davletov sosyal medya hesaplarında paylaştı. Kitabın amacı bir miti, bir yapay kimlik inşasını ifşa etmekti. Bu kitap, günümüzün en tartışmalı konularından birine ışık tutuyor, Türk aydınını sahte bir gerçeklikle yüzleştirmeyi hedefliyordu.
Hepimiz biliyoruz ki Batı, yapay kimlik inşasında ustadır. Wikipedia’dan Britannica’ya kadar uluslararası ölçekte kabul gören kaynaklara sızarak kurgusal bilgileri “hakikat” gibi gösterirler. Yalanı öyle ustaca işlerler ki, basın yayın yoluyla manipüle edilerek, kitlelerin hafızasına doğruymuş gibi nakşedilir. Bugün “Kürt milleti” diye önümüze konan mit de işte tam böyle üretilmiştir. 1800’lü yıllarda Ortadoğu’ya çöreklenmek isteyen sömürgeci devletlerin projesidir.
Ben de kitabın ismini “Kürt Diye Bir Millet Yoktur” koydum. Altına ise bu kimlik içinde eritilen dilleri, halkları ve inançları yazdım: Kırmanç (dil), Zaza (halk), Gorani (dil ve inanç), Sorani (halk ve dil), Ezidi (halk ve inanç)… Yani elmayı, armudu, eriği toplayıp adına “Kürt” denilmesini gözler önüne serdim.
Fakat ne yazık ki bazıları hakikati görmek yerine, kapağa takılıp kaldı. Mustafa Aksoy her paylaşımın altına “Kapak hatalı” diye yazmaya başladı. Açıklama yaptım, dinlemedi. Sonra önemsemedim. Ama kıymetli Türk aydını Bahtiyar Aydın’ın paylaşımının altına da aynı şeyi yazınca kendisini arayıp bilgilendirmek istedim.
Verdiği cevap ilginçti: “Sen bunu nasıl yazarsın?
Ziya Gökalp okudun mu?
Ahmet Ersoy okudun mu?”
Sanki hesap sorar gibi.
Ben de özellikle sinirlendirmek için, “Bilmiyorum,” dedim. Oysa hepsini ezbere bilirim. Ama böyle sorguya çeker gibi konuşunca kıskançlık krizlerini hissettim ve damarına bastım. İşte mesele tam da buydu: hakikati tartışmak değil, kendi ezberlerini korumak.
Bugün kendine aydın diyenlerin çoğu, “Kürt kimliği”ni kabul ederek yazılar yazdı, kitaplar çıkardı. Ama bütün bu çalışmaların hükmü yok. Çünkü hakikat güneş gibidir. Siz gözlerinizi kapatsanız da, doğmaktan vazgeçmez.
Üzgünüm… Bugün etrafımızda dolaşan nice “aydın” aslında Batı’nın inşa ettiği bir kurguya hizmet ediyor. Ama milletimizin bilmesi gereken şudur: Hakikat er geç ortaya çıkar, hakikatten kaçış yoktur.
Yorumlar kapalı.