Bugün hâlâ bazıları çıkıyor, Atatürk’e “dinsiz” diyor. Bu ülkenin kurtarıcısına, bağımsızlığımızın mimarına, ilimle, akılla, vicdanla yürüyen bir lidere “dinsiz” deme cüretini gösterebiliyor. Oysa Atatürk’ün karşısında olduğu din değil; dini kullanarak halkı kandıran, Allah’ı ticaret malı haline getiren, imanı cehaletle bastıran zihinlerdi.
Atatürk, muska yazıp satarak insanları korku ve hurafeyle yöneten sahtekârlarla savaştı. Kur’an ayetlerini mızrakların ucuna takıp, Peygamber’in torununu katleden zihniyete karşı çıktı. O, ne Kur’an’a, ne İncil’e, ne Tevrat’a karşıydı. Ne Hz. Muhammed’e, ne Hz. İsa’ya, ne de Hz. Musa’ya düşmandı. Atatürk, Allah’ın adını siyasete, ticarete, menfaate alet edenlere düşmandı.
Çünkü o biliyordu; iman, Allah ile kul arasındadır. Ne sarıklı bir aracıya, ne takkeli bir ticaretçiye ihtiyaç vardır. Din, vicdanın derinliğinde yaşanır; kürsüde bağırarak, cüzdan doldurarak değil!
Atatürk, cehaletle beslenen bir düzeni yıktı. Halkın aklını zincirleyen, bilimi “günahtır” diye yasaklayan bir düzeni yerle bir etti. O, “Din afyondur” diyenlere değil; dini afyon haline getirenlere karşıydı.
Onun düşmanı inanç değildi; inanç üzerinden güç devşiren, insanların umudunu sömüren, Allah korkusunu bile paraya çevirecek kadar gözünü karartanlardı. Bugün hâlâ aynı zihniyet sahnede. Dini, iktidarın sopası, menfaatin anahtarı olarak kullanmaya devam ediyorlar.
Atatürk, “Din vicdan işidir” dediğinde aslında uyarıyordu: “Ey millet! İmanını kimsenin cebine koyma. Aklını teslim etme. İnancını kimsenin malı yapma.” Ama ne yazık ki aradan geçen onca yıla rağmen hâlâ “din” adı altında siyaset yapan, insanları bölüp birbirine düşman eden, camiyi de kürsüyü de kirletenler var. Oysa Atatürk’ün mücadelesi, tam da bu karanlığa karşıydı.
O dine savaş açmadı; dini kullanan sahtekârlara savaş açtı.
O Allah’a değil, Allah’ın adını kirletenlere karşıydı.
O hurafeye, yobazlığa, menfaat dini kuranlara karşıydı.
Bugün Atatürk’e saldıranların tek derdi budur: Çünkü O, din ticaretini bitirmiş, iman sömürüsüne son vermişti. Şimdi o düzeni geri getirmek isteyenler, hâlâ aynı yalanı tekrarlıyor. Ama millet artık uyanık. Artık biliyor ki Atatürk’ün yolu dine değil, din maskesiyle milleti kandıranlara kapalıdır. Ve biz de bugün, tıpkı Atatürk gibi; dini kişisel çıkarları için kullananlara da, onun adını istismar edip kendi menfaatine zırh yapan sözde Atatürkçülere de aynı gözle bakıyoruz, aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Çünkü samimi inanç da, gerçek Atatürkçülük de; çıkarın, gösterişin, sahtekârlığın değil, ahlakın, aklın ve vicdanın yanındadır.




Yorumlar kapalı.