Kadir Uğur Yılmaz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Atatürk’ün Bağımsızlık Mirasından NATO’nun Gölgesine

Atatürk’ün Bağımsızlık Mirasından NATO’nun Gölgesine

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet, 1923’te emperyalizmin göğsüne çakılmış bir bağımsızlık yumruğuydu. Atatürk, bu milletin yalnızca savaşını değil, zihniyet devrimini de kazandıran adamdı. Halkçı, üretimci, anti-emperyalist bir çizgiyle hem içte hem dışta “kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz” demişti.

Ancak 1938’de gözlerini kapattığında, ardında bıraktığı miras uzun süre yaşamadı. Yerine geçen İsmet İnönü, her ne kadar görünüşte Atatürkçü bir çizgi sürdürüyor gibi davransa da, uygulamaları bambaşka bir yöne evrildi. Türkiye, 1938 ile 1950 arasında kendi rotasını Batı’nın çıkarlarına göre yeniden şekillendirmeye başladı. Atatürkçülük söylemi korunarak, içeriği boşaltıldı. Sonuç? 1952’de NATO üyeliğiyle “tam bağımsızlık” anlayışı tarihe karıştı.

İnönü Dönemi: Hazırlık, Yön Değiştirme, Teslimiyet

İkinci Dünya Savaşı boyunca tarafsız kalındı ama Sovyet korkusu üzerinden bir psikolojik altyapı inşa edildi. Bu korku öyle büyütüldü ki, 1947 Truman Doktrini ile birlikte ABD’ye açık kucak açıldı. Marshall yardımları, Amerikan askeri heyetleri, danışmanlar, eğitim programları… Bunların hepsi daha NATO’ya girmeden Türkiye’yi Atlantik sistemine entegre etmeye başladı.

İşte bu süreç, Atatürk’ün izinden gitmek değil; Atatürk’ün adını kullanarak Batı’ya angaje olmanın başlangıcıdır. Köy Enstitüleri kapatıldı, Halkevleri tasfiye edildi, devletçilik ilkesinin yerini IMF tipi mali disiplin aldı. Türkiye üretici bir ülke olmaktan çıkarıldı, tüketici ve dışa bağımlı bir yapıya sürüklendi.

1952 NATO Üyeliği: Bağımlılığın Resmileşmesi

NATO’ya girmek, görünüşte bir savunma ittifakına dâhil olmak gibi sunuldu. Oysa gerçekte olan şey, Türkiye’nin kendi dış politikasını Batı çizgisine sabitlemesiydi. Yani artık Türkiye’nin nerede, ne zaman, neye karşı tavır alacağına Ankara değil, Washington karar verecekti. Kıbrıs Harekâtı’nda ABD’nin ambargosu, bu bağımlılığın tokat gibi bir örneğidir.

Yine 1980 darbesi sonrası “bizim çocuklar başardı” açıklaması, aslında Türkiye’de demokrasinin değil, NATO çizgisinin egemen kılındığını gösterdi. 15 Temmuz’da bile, NATO görevlisi subayların FETÖ ile bağlantısı bir sır değil artık.

Savunmada Değil, Egemenlikte NATO Üyesiyiz

Bugün hâlâ topraklarımızda Amerikan üsleri bulunuyor. İncirlik’ten kalkan uçaklar Orta Doğu’da oyun kuruyor, ama Türkiye bu oyunun oyuncusu bile değil. Silah sistemlerinin yazılımına bile biz sahip değiliz. Kimi zaman, kendi aldığımız SİHA’lara yabancı mühimmat entegre edemiyoruz çünkü izin gelmiyor.

Bu manzara, bir savunma ittifakı değil; bir egemenlik devri tablosudur. NATO’ya bağlılığımız, her zaman bir dış güvenlik kaygısıyla değil; iç politik tercihlerde Batı’yı “kefil” görmenin sonucu olmuştur.

Gerçek Atatürkçülük: Batı’ya Düşmanlık Değil, Bağımlılığa Direniştir

Bu yazının amacı ne İsmet İnönü’yü toptan karalamak, ne de Batı düşmanlığı yapmak. Mesele, tarihsel gerçekliğin üzerindeki sis perdesini kaldırmaktır. Türkiye 1938 sonrası rayından çıkarılmıştır. Atatürkçülük adında yapılan bu rota değişikliği, aslında bağımsızlık fikrinden sapmadır. Bugün hâlâ NATO’dan çıkmayı konuşamayan, İncirlik Üssü’nün kapısını kapatamayan, savunma kararlarını Washington’un gözünü kollayarak alan bir ülkenin, tam bağımsız olduğu iddiası sahte bir tesellidir.

Gerçek Atatürkçülük, Batı ile kavga etmek değil; onun tahakkümünü reddetmekle başlar. Bağımsız savunma sanayi, kendi dış politikamızı belirleme cesareti, ekonomik egemenliğimizi yeniden kurma iradesi… İşte Atatürk’ün özlediği çizgi budur.

Son olarak; Atatürk’ün Devrimi Yarım Kaldı

Cumhuriyetin ilanı bir başlangıçtı. Bağımsızlık devrimi yapılmıştı ama tamamlanmamıştı. Atatürk’ün ölümünden sonra gelenler, bu devrimi tamamlamak yerine yönünü değiştirdi. Şimdi sorumluluk, bu yarım kalan işi tamamlama sorumluluğudur.

Egemenliğimizin üzerindeki NATO gölgesini kaldırmadan, hiçbir devrim tam değildir. Hiçbir bağımsızlık da gerçek değildir.

Atatürk’ün Bağımsızlık Mirasından NATO’nun Gölgesine
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin