Kadir Uğur Yılmaz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Batı’nın Vicdanı Değil, İştahı Uyandı!”

“Batı’nın Vicdanı Değil, İştahı Uyandı!”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ortadoğu’da bomba patlamazsa, Batı ekonomisi tıkanır. Kan akmazsa, enerji fiyatları düşer, şirket bilançoları sarsılır. Kısacası bu coğrafya ne zaman huzura yaklaşsa, bir yerden bir fitil ateşlenir. Çünkü Ortadoğu barışla değil, kargaşayla beslenenlerin sofrasıdır.

Bugün Filistin’de yaşananlar da aynı oyunun yeni perdesidir. Adına “insanlık dramı” diyorlar ama perde arkasında konuşulan tek şey gaz ve petrol.

2020’de Filistin kıyılarında tespit edilen milyarlarca dolarlık enerji rezervleri, Avrupa’nın “vicdanını” değil, iştahını kabarttı.

Yıllarca Filistin’i terörle, kaosla, şiddetle anan Batı, birden bire “Filistin halkının özgürlüğü” diye ağıt yakmaya başladı.

Sahi, ne oldu da bu kadar hassaslaştınız ey Avrupa?

Cezayir’de milyonları katlederken mi aklınıza insan hakları geldi?

Irak’ta, Libya’da, Suriye’de çocukları bombalarken mi vicdanınız kabardı?

Yemen’de açlıktan ölen bebeklere neden körsünüz?

Doğu Türkistan’da toplama kamplarına ses çıkarmayan siz değil misiniz?

Cevabı çok basit:

Çünkü o topraklarda çıkarınız yoktu!

Ne petrol vardı, ne gaz.

Vicdanınız sadece dolar ve varil fiyatıyla çalışıyor.

Avrupa Birliği’nin, ABD’nin, İngiltere’nin Filistin ilgisi samimi değildir.

Bu, “insanlık” maskesi takmış enerji sömürüsünün hazırlığıdır.

Kimin hangi mezhepten olduğu, hangi dine mensup olduğu umurunda değildir.

Onların tek dini: para.

Tek kıblesi: enerji.

Tek mabedi: petrol kuyusu.

British Petroleum, ExxonMobil, Shell, Aramco…

Bu isimler devlet değil ama devletlerden daha güçlüdür.

Hükümetler değişir, haritalar silinir, ama bu şirketler hep kalır.

Çünkü onlar emperyalizmin görünmeyen ordularıdır.

Tankla değil, krediyle işgal ederler.

Mermiyle değil, anlaşmayla sömürürler.

Ve her savaş, onların yeni bir yatırım hamlesidir.

Ortadoğu’daki kaosun merkezinde hep bu şirketler vardır.

Bir ülke petrol bulduğunda “özgürlük” gelir, gaz keşfedince “demokrasi operasyonu” başlar.

Bakın Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye… Hepsi “insani müdahale” ile yıkıldı, ama hepsinin ortak noktası aynıydı: enerji kaynakları.

Bugün Filistin’in başına gelen de budur.

Gaz rezervleri keşfedildi, bir anda “Filistin devleti” söylemleri çoğaldı.

Batı, gazı kontrol edebilmek için haritayı yeniden çizme peşinde.

Ama bunu “barış planı” adıyla yapıyor.

Yani sömürüyü bile makyajla satıyorlar!

Batı’nın ikiyüzlülüğü artık gizlenemiyor.

Yemen’de ölen binlerce insan için tek kelime etmeyenler, Filistin’de “özgürlük” edebiyatı yapıyor.

Çünkü orada gaz var!

Çünkü o gaz hattı, Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını bitirebilir.

Yani mesele Filistin değil, Avrupa’nın enerji güvenliğidir.

Batı’nın “insanlık” kavramı sadece çıkarına dokunulduğunda hatırlanır.

Onlar için Türk’ün, Arap’ın, Kürt’ün, Fars’ın canı aynı değerde değildir.

Doğu halkları, enerji sahalarının üstünde yaşayan zorunlu figüranlar gibidir.

Batı yazıyor, biz oynuyoruz.

Senaryo hep aynı: savaş, yıkım, sonra sömürü.

Ve biz hâlâ “medeniyet” dedikleri şeye inanıyoruz!

Oysa medeniyet dedikleri şey; mazlumun kanı, yerin altındaki servet ve Batı’nın refahıdır.

Artık gerçeği görmek zorundayız.

Bu savaşların sebebi din değil, ırk değil.

Bu savaşların sebebi çıkar!

Kimin enerjiye hükmedeceği meselesi!

Din, mezhep, özgürlük gibi kavramlar sadece süsleme.

Bugün Avrupa’nın sokaklarında Filistin bayrakları dalgalanıyor olabilir ama emin olun o bayraklar, enerji anlaşmalarının rüzgârıyla sallanıyor.

Batı’nın vicdanı değil, borsası hareketlendi.

Ortadoğu halkları, artık bu oyuna gelmemeli.

Her barış çağrısının arkasında bir petrol sahası, her demokrasi paketinin içinde bir boru hattı var.

Filistin’in kurtuluşu, Batı’dan değil, Doğu’nun uyanışından geçer.

Türk’ün, Arap’ın, Kürt’ün, Acem’in kardeşliğinden geçer.

Çünkü Batı bize barış değil, boru hattı getirir.

Bizim özgürlüğümüz onların kârına ters düşer.

Bugün artık şu gerçeği yazmak boynumuzun borcu:

Ortadoğu’da akan kanın sponsoru şirketlerdir, tetikçisi devletlerdir, seyircisi de satılmış medeniyettir.

Ve bütün bu oyunun özeti şudur:

Tanrıları petrol, peygamberleri dolar, kitabı çıkar, mabedi borsadır.

Uyan ey millet!

Bu toprakların kaderini yabancılar değil, biz yazmalıyız.

Aksi halde bizi tarih değil, enerji haritası yönetecek.

“Batı’nın Vicdanı Değil, İştahı Uyandı!”
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin