Kadir Uğur Yılmaz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. *”Kemalizm ile Atatürkçülük: İsyanın Ruhu ile Cumhuriyetin Aklı”**

*”Kemalizm ile Atatürkçülük: İsyanın Ruhu ile Cumhuriyetin Aklı”**

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Anadolu’nun dağlarından yükselen bir çığlıktı Kemalizm. Batılı emperyalistlerin “asi” diye küçümsediği, İngiliz raporlarında “Kemalist çeteler” diye kayda geçirdiği, ama Türk milletinin **ölüm kalım savaşında** bir bayrak gibi sarıldığı isyandı. Adına “Kemalist” dedikleri şey, işgalciye karşı silahını, ekmeğini, namusunu savunan köylünün; kadının cepheye mermi taşıyan sebilinin; Kuvayı Milliye’nin yaktığı özgürlük meşalesinin adıydı. Peki, nedir bu Kemalizm? Neden hâlâ “Atatürkçülük” ile karıştırılır? Aralarındaki ince çizgi, bugünü anlamak için neden kritiktir?

Kemalizm: İşgale Karşı Öfkenin ve Umudun Adı

Kemalizm, **Batı’nın bizatihi kendi kayıtlarına düşürdüğü bir tanıklıktır**. 1919’un karanlığında, Samsun’a çıkan bir komutanın etrafında kenetlenenler, İngilizlerin gözünde “düzensiz çeteler”di. Oysa onlar, vatanın her karışını şehit kanıyla sulayan bir milletin diriliş hikâyesini yazıyordu. Kemalizm, emperyalizme karşı **tutuşan bir kıvılcım**dı. Adı “Mustafa Kemal”den geliyordu ama ruhu, Sakarya’da, Dumlupınar’da, İzmir’de can verenlerin ortak iradesiydi. Bu isim, bir liderden öte, **milletin kolektif başkaldırısının sembolü** oldu.

Atatürkçülük: İsyanı Devlete, Direnişi Medeniyete Dönüştürmek

Ancak zafer kazanıldığında, sıra “kurucu akıl”a geldi. İşte tam da burada, Kemalizm’in ateşiyle yoğrulan **Atatürkçülük** devreye girdi. Atatürkçülük, meydan okumanın ötesinde bir projeydi: Yıkılan bir imparatorluğun enkazından, **akıl ve bilim temelinde bir ulus-devlet** inşa etmek. Laik eğitim, kadın hakları, sanayi hamlesi, dil ve tarih devrimi… Bunlar, isyanın sisteme dönüşmüş haliydi. Kemalizm “neden”, Atatürkçülük “nasıl”dı. Biri işgale karşı çıkan yumruksa, diğeri o yumruğu açıp **uygarlık mimarı** olan eldi.

“Her Kemalist Atatürkçü, Her Atatürkçü Kemalisttir”

Bu iki kavram, **aynı nehrin iki yakası** gibidir. Nasıl ki Kurtuluş Savaşı olmasaydı Cumhuriyet de olmazdı, Kemalizm’in ruhu olmadan Atatürkçülük’ün kurucu iradesi anlaşılamaz. Bugün “Atatürkçüyüm” diyen biri, 1919’un ruhunu da sahiplenmek zorundadır. Çünkü Atatürkçülük, salt **bürokratik bir sadakat** değil; Gazi’nin “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diye haykırdığı **anti-emperyalist duruşun ta kendisidir**. Aynı şekilde, “Kemalist” kimliğiyle övünenlerin, Cumhuriyet’in fabrika bacalarından yükselen dumanına, köy enstitülerindeki bilim aşkına sahip çıkması gerekir.

Sonuç: Bugünün Kavgasında Hangisi?

Bugün, Kemalizm’le Atatürkçülük arasında suni ayrımlar yaratıp “hangisi daha gerçek?” diye soranlara şunu hatırlatmak gerek: **Türkiye’yi var eden dinamik, bu ikisinin diyalektiğidir**. Biri olmadan diğeri eksik kalır. Meydanlarda “Tam bağımsız Türkiye!” diye haykıran genç, Kemalizm’in ruhunu; o genci destekleyen öğretmen, doktor, mühendis ise Atatürkçülük’ün kurucu mirasını temsil eder.

Unutmayalım: **Kemalizm, tarihin en kritik anında millete cesaret veren bir çığlık; Atatürkçülük ise o çığlığı medeniyet projesine dönüştüren bir vizyondur**. Bugün, bu topraklarda yaşayan herkesin omuzlarında bu iki mirası birlikte taşıma sorumluluğu var. Çünkü **ateşi söndürmek de, onu ışığa çevirmek de bizim elimizde**.

*”Kemalizm ile Atatürkçülük: İsyanın Ruhu ile Cumhuriyetin Aklı”**
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin