Değerli okurlar,

Siyasetin artık “rekabet” sınırlarını aştığı, adeta “kişisel sataşma”ya dönüştüğü bir dönemdeyiz. Kocaeli’nde yaşanan son tartışmalar, bunun en üzücü örneklerinden biri oldu. Bir belediye başkanının, şehrin onlarca sorununu bir kenara bırakıp genç bir girişimciye yönelik açıklamalarda bulunması, kamuoyunda haklı bir şaşkınlık yaratmıştır.

Soruyorum: Koskoca belediye başkanına, yılların siyasetçisine, genç bir iş insanına laf yetiştirmek mi düşer? Bu mudur devlet ciddiyeti, bu mudur yönetim anlayışı?

Bir şehirde gençlerin iş dünyasında yer alması, üretmesi, cesaretle adım atması övülmesi gereken bir durumdur. Hele ki ahlaklı, çalışkan ve başarılı gençlerin bu ülke için örnek teşkil etmesi gerekirken, onları siyasetin polemik malzemesi haline getirmek kimseye fayda sağlamaz.

Eğer ortada bir iddia, bir yanlışlık ya da bir şüphe varsa, bunun yeri bellidir: mahkeme salonları, denetim mekanizmaları, ilgili kurumlar… Ama genç bir girişimci üzerinden siyasi söylem üretmek, sadece makamın ağırlığını zedeler.

Unutmayalım, devlet makamı kişisel hesapların değil, kamu hizmetinin yeridir. Orada oturan herkesin sorumluluğu, halkın huzurunu korumak ve genç nesli cesaretlendirmektir. Çünkü gençler bu milletin geleceğidir.

Bugün eleştirilen o gençler yarın bu ülkenin yöneticileri, girişimcileri, bilim insanları olacaktır. Makamlar gelip geçicidir, ama milletin hafızası kalıcıdır.

Ve millet, kimin gençleri yüreklendirdiğini, kimin ise onların önüne taş koyduğunu unutmaz.