Kadir Uğur Yılmaz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yorum-Analiz
  4. KÜRT Kimliği Perdesi Ardına Gizlenen Gerçek Halklar

KÜRT Kimliği Perdesi Ardına Gizlenen Gerçek Halklar

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün Ortadoğu’da sıkça konuşulan “Kürt kimliği” aslında tarih boyunca birbirinden farklı dilleri, kültürleri ve kökenleri bulunan halkların üstüne örtülmüş bir siyasi şemsiyedir. Bu coğrafyada binlerce yıldır var olan Zazalar, Goraniler, Kurmançlar ve Soraniler, Batı’nın masa başı politikalarıyla tek bir kimlik altında eritilmek istenmiştir.

19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı toprakları üzerinde etkisini artıran Rusya ve İngiltere, sadece askeri ve ekonomik alanlarda değil, aynı zamanda etnik kimlik mühendisliği yoluyla da bölgeye müdahale etti. Oryantalist araştırmalar adı altında sahaya inen ajanlar, etnografik bilgi toplarken aslında “yeni bir halk inşası” yapıyorlardı.

İstihbarat Laboratuvarında Üretilen Kimlik

Bu sürecin en bilinen ismi, Rus diplomat ve oryantalist Vladimir Minorsky’dir. Minorsky’nin çizdiği haritalar, sadece coğrafyayı değil, halkların kimliğini de yeniden tanımladı. Onun raporlarında “Kürtler” denilen kitle, aslında Zaza, Gorani, Kurmanç ve Soran topluluklarının birleşiminden oluşturulmuş yapay bir bütünlüktü.

İngiliz istihbaratı, Rusların başlattığı bu teorik çalışmaları sahada uygulamaya koydu. Gertrude Bell ve T.E. Lawrence gibi isimler, Mezopotamya ve Anadolu’da kabileleri dolaşarak, farklı toplulukları “tek millet” başlığı altında birleştirme yönünde raporlar hazırladı. Hedef; Türklerin güney sınırında Batı kontrolünde bir etnik yapı kurmaktı.

Zazaca, Goranice, Kurmanci, Soranice… Farklar Görmezden Gelindi.

Gerçekte ise bu halklar arasında hem dil hem de kültür bakımından derin farklılıklar vardı.

Zazaca ile Kurmanci birbirini tam olarak anlamaz. Goranice, Farsça etkili bambaşka bir yapıya sahiptir. Soranice ise tarih içinde büsbütün farklı bir gelişim çizgisi izlemiştir.

Ama İngilizler ve Ruslar için bu ayrıntılar önemsizdi; çünkü onların gayesi bilimsel değil, politikti.

Bu halkların her biri kendi tarihine, inancına ve geleneklerine sahipti. Fakat dış güçler, onları “Kürt kimliği” adıyla tek bir etnik çerçeveye sıkıştırarak, hem kendi kimliklerini silmek hem de Türkiye, İran ve Irak arasında sürekli bir jeopolitik baskı unsuru yaratmak istediler.

Bugün Ne Oluyor?

Bugün hâlâ “Kürt kimliği” adı altında yürütülen propaganda, esasen bu halkların tarihsel adlarının ve kültürel bağımsızlıklarının üzerini örten bir asimilasyon projesidir.

Zazalar kendi dilinde konuşamaz hâle getirilmiş, Goraniler tarih dışına itilmiş, Kurmanc ve Soran toplulukları ise ideolojik kamplara ayrılmıştır.

Kimliği Değil, Gerçeği Savunalım

Eğer bugün gerçekten “kültürel haklardan” söz edilecekse, önce bu halkların kendi gerçek kimlikleri iade edilmelidir. Zazanın Zaza, Goraninin Gorani, Kurmancın Kurmanc olarak var olma hakkı tanınmadıkça “çoğulculuk”tan değil, dayatmadan bahsedilir.

Kürt kimliği, Batı laboratuvarlarında üretilmiş bir şemsiye; altında toplanan halklar ise tarih boyunca birlikte yaşamış kardeş topluluklardır.

Bu toprakların gerçekliği, ayrışma değil birlikte var olma kültürüdür.
Asıl mücadele, sahte kimliklerin değil; bu halkların gerçek adlarının yaşatılması mücadelesidir.

KÜRT Kimliği Perdesi Ardına Gizlenen Gerçek Halklar
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin