Kadir Uğur Yılmaz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Kürt Olsun, Alevi Olsun” Diyen Kime Hizmet Ediyor?

“Kürt Olsun, Alevi Olsun” Diyen Kime Hizmet Ediyor?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Devlet Bahçeli’nin açıklaması, Cumhuriyetin altına döşenen bir dinamitmidir?

Siyaset yapmanın bir ahlakı, devleti temsil etmenin bir ciddiyeti olmalıdır. Lakin son günlerde duyduğumuz bazı açıklamalar, artık bu ahlakın ve ciddiyetin çok gerilerde kaldığını göstermiyor mu? Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Cumhurbaşkanı’nın iki yardımcısı olsun, biri Kürt biri Alevi olsun” sözleri, sadece siyasi bir gaf değil; Cumhuriyetin temellerine yönelmiş bilinçli bir saldırı değilmidir?

Bu açıklamanın yalanlanmasını bekledik, ama hayır. Yalanlanmadı. Tam aksine çeşitli medya kaynaklarında doğrulandı ve normalleştirildi.

Soruyorum size:

Ne zamandan beri bu ülkede cumhurbaşkanı olurken, başbakan, bakan ya da komutan atanırken etnik kimliği ya da mezhebi soruluyor?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası açık:

“Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.”

Bu kadar net.

Peki Devlet Bahçeli ne yapmak istiyor? Açık konuşalım: Bahçeli, kendi partisini siyaseten tasfiye olmuşluktan kurtarmak adına Türk kimliğini geri plana atmak pahasına, kimlik siyasetini mi kaşıyor? diye düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Söylemleriyle Türklüğü Anayasa’dan silmek isteyenlerle aynı çizgiye düşüyor. Bu, gaf değil; stratejik bir tercihtir.

“Kürt” ya da “Alevi” cumhurbaşkanı yardımcısı neden vurgulanır?

Çünkü amaç, Türkiye’yi Lübnanlaştırmak, devleti “mezhep ve etnik aidiyetler” üzerinden yeniden kurgulamaktır. Basında ve sosyal medyada Bu bir tesadüf değil, adı konmamış bir proje yürütülüyor:

Kimlikler üzerinden böl-yönet

Vatandaşlık hukukunu aşındır

Ulus-devlet modelini çökert

Sonra devleti “çok kimlikli federatif yapıya” dönüştür.

şeklinde eleştiriliyor.

Sayın Bahçeli’ye bir soru:

Siz Türk milliyetçisi misiniz?

Sayın Cumhurbaşkanı da geçmişte “Ben Gürcüyüm, eşim Kürt” demişti. Bu söz, Türkiye’nin demokratik hoşgörüsünü ve kapsayıcılığını gösteren bir örnekti. Ama o ifadeyi Cumhuriyetin vatandaşlık hukukunu parçalamak için değil, toplumsal barışa işaret etmek için sarf etmişti.

Fakat siz, devletin zirvesine etnik kotayla adam öneriyorsunuz. Bu kabul edilemez.

Bu sözlerin arkasında ne var?

Ben bu açıklamayı sadece siyasi bir gaf olarak görmüyorum. Aksine, Narko-Terör ekseninde geliştirilen bir zemin hazırlığı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin doğusunda yürütülen uyuşturucu kaçakçılığı, sınır aşan silah ticareti ve bölgeye monte edilen etnik terör yapılanmaları göz önüne alındığında, bu tür kimlik temelli siyasal çıkışların tesadüfi olmadığını anlamak zor değil.

Bu açıklamalar birer siyasi mayındır.

Son sözüm şu:

Türk milletinin adıyla, birliğiyle, kimliğiyle oynamayın.

Kimlik siyasetiyle devleti yönetenler, günü kurtarabilir ama milleti kaybederler.

Bu topraklarda Türk olmak bir ırk değil, ortak bir kaderi, hukuku ve kardeşliği paylaşmaktır.

Sayın Bahçeli ve benzer söylemleri dillendiren herkese sesleniyorum:

Bu millet, etnik mezhep pazarlıklarını değil, adaletli yöneticileri özlüyor.

Kimliklerle değil, liyakatle devlet yönetilir.

“Kürt Olsun, Alevi Olsun” Diyen Kime Hizmet Ediyor?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin