Hukukun Sopa Olduğu Ülke
Türkiye öyle bir noktaya geldi ki vatandaş artık en çok şu soruyu soruyor: Yargı, adalet dağıtan bir mekanizma mı, yoksa iktidarın sopası mı?
Sorunun cevabını hukuk kitaplarında aramıyor artık halk; yaşadığına, gördüğüne, hissettiğine bakıyor.
Bugün CHP’li belediyelerin üzerine yağan soruşturmalar, tutuklamalar, kayyum atamaları… Bunların tek tek haklı ya da haksız olması meselenin özü değil. Asıl mesele, vatandaşın bunları nasıl gördüğü. Halkın zihninde şekillenen algı çok net: “İktidar rakiplerini yargı eliyle tasfiye ediyor.” İster doğru olsun ister olmasın, siyasetin gerçeği algıdır. Ve bu algının faturası iktidara kesilecektir.
Halk zaten sefaletle boğuşuyor. Market raflarında her gün yükselen etiketler, işsizlik, umutsuzluk… Canı boğazında yaşayan bir topluma bir de korku iklimi dayatırsanız, işte o zaman ipin ucu kaçar. Türkiye Nepal olmaz belki ama ya çok daha beteri olursa?
Sokağa dökülen vatandaşı durdurmak için kim çıkacak karşısına?
Asker mi, polis mi, yoksa cemaatler, tarikatlar, paramiliter yapılar mı?
Bir gün bu sorunun cevabıyla yüzleşmek zorunda kalırsak, o gün sadece iktidar değil, bütün ülke ağır bir bedel öder.
Yargıyı bir operasyon aracına dönüştürmek, adaletin terazisini bozmak demektir. Terazi bir kere şaştı mı, kimseye adalet kalmaz. Bugün muhalefete yapılan yarın iktidarın başına gelir. Bu topraklarda tarih bize defalarca öğretti: korku iklimiyle ülke yönetilemez. Bomba gibi ortada duran bu gerginlik patladığında, altında iktidarı da, muhalefeti de, masum vatandaşı da bırakmaz.
İktidara çağrım şudur: Gelin, yargıyı siyasetin gölgesinden çıkarın. Gelin, vatandaşın adalet duygusunu yeniden onarın. Çünkü bu millet sandıkta suskun kalmaz. Çünkü bu millet, adaletin olmadığı yerde huzur bulmaz.
Ve unutmayın: Korkuyla kurulan düzen, korkuyla yıkılır.
Yorumlar kapalı.