Türkiye’nin gündemi artık ekmek fiyatı ya da pazar fileleri değil; yargının gölgesi altında siyaset yapılıp yapılmadığıdır. Son günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında başlatılan soruşturmalar, işte bu gölgenin ne kadar büyüdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Mansur Yavaş, toplumun büyük bir kesiminde dürüstlüğüyle, mütevazılığıyla güven uyandıran bir isim. Halkın gönlünde “temiz siyaset” umudu olarak görülen bir başkana dahi soruşturma yağdırılmaya başlanıyorsa, vatandaş haklı olarak şu soruyu soruyor: “Bu işin hukuku mu var, yoksa siyaseti mi?”
Aslında sorunun cevabını dosyaların içinde aramak gereksiz. Vatandaş zaten cevabını çoktan vermiş: İktidar rakiplerini yargı sopasıyla sindirmeye çalışıyor. Doğru mu, yanlış mı? Önemli değil. Önemli olan algı. Ve bu algı bugün iktidarın üzerine karabasan gibi çöküyor.
CHP’li belediyelerin hemen hepsi ya soruşturma ya da kayyum tehdidi altında. Kimisi cezaevinde, kimisi mahkeme koridorlarında. Şimdi sıra Mansur Yavaş’a geldi. Oysa vatandaşın gözünde Mansur Yavaş’ın hedef alınması, “iktidar en güçlü rakibinden korkuyor” algısını güçlendiriyor. Bu algının sandıkta nasıl bir karşılığı olacağını kestirmek için kâhin olmaya gerek yok.
Ama mesele sadece seçim değil. Halk sefaletle boğuşurken, adaletin terazisinin şaştığına inanırsa, o zaman mesele siyaset olmaktan çıkar, bir toplumsal patlamaya dönüşür. İşte o an en büyük zararı yine bu ülke, bu millet görür. Çünkü adaletin olmadığı yerde düzen de, huzur da kalmaz.
İktidara soruyorum: Mansur Yavaş gibi bir isme bile güvenemezseniz, vatandaşa nasıl güven vereceksiniz? Yargıyı sopa gibi kullandığınız algısını nasıl düzelteceksiniz?
Bilin ki bu millet korkuya teslim olmaz. Bilin ki bu millet, adaletin olmadığı yerde suskun kalmaz.
Korkuyla kurulan her düzenin sonu, korkuyla yıkılmaktır.
Yorumlar kapalı.