“Türk Vatandaşlığı Kimlik Meselesi Değil, Aidiyet Meselesidir”
Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde bir millet vardır: Türk milleti. Bu milletin iradesiyle kurulan devlet, hiçbir etnik ya da mezhebi ayrım gözetmeden vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesi eşit kabul eder. Ancak bazı çevreler, bu temel esası sulandırmakta, etnik kimlikler üzerinden vatandaşlık hukukunu tartışmaya açmaktadır.
Bu tehlikeli yaklaşım, devlete sadakat meselesini “etnik aidiyet” parantezine sıkıştırarak, milletin birliğine kastetmektedir. Bu nedenle açıkça ifade ediyoruz: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde “azınlık” yoktur. Gayrimüslim azınlıklar dışında kalan herkes, Türk milletinin asli ve eşit ferdidir.
Kendini bu kimlikten dışlayan, “Ben Türk değilim” diyen kişi zaten milletle olan gönül bağını koparmıştır. Bu tür bir kimlik reddi sürdürüldüğü takdirde, vatandaşlıkla ilgili bağ da hukuken sorgulanmalıdır. Vatandaşlık, yalnızca bir kimlik belgesi değil, bir sadakat sözleşmesidir.
Kültürel değerlerini yaşatmak isteyen, bu hakkı yasal çerçevede sonuna kadar kullanır. Ancak bu zemin, milletin bütünlüğünü parçalama aracı yapılamaz. Bizim iktidarımızda bu mesele net şekilde ele alınacaktır. Türk milletine mensubiyet, devletle bağ kurmanın ön şartı haline gelecektir.
“Türkiye Etnik Pazarlıkların Ülkesi Değildir”
Türkiye Cumhuriyeti, kimlik pazarlıklarıyla kurulmadı. Bu devletin mayasında Türk milleti vardır. Cumhuriyetimizin tanımı nettir: Vatandaşlık bağıyla bu ülkeye bağlı olan herkes Türk’tür. Aksi yönde iddialar, milletin temelini dinamitlemeye hizmet eder.
Bugün bazı yapılar, “etnik haklar”, “kültürel özerklik” gibi söylemlerle devleti yeniden tarif etmeye çalışıyor. Kusura bakmasınlar, bu devletin kimliği bellidir. Hiç kimse kendini Türk milletinden ayırarak bu ülkeye bağlı kalamaz. Vatandaşlık, bir kimlik değil, bir sadakat meselesidir.
Eğer bir kişi “Ben Türk değilim” diyorsa, bu devlete duyduğu bağlılık da şüphelidir. Bu şüphe devam ettikçe, vatandaşlık bağı da fiilen zayıflar. Israrla Türk kimliğini reddeden birine devletin sabır göstermesi abesle iştigaldir. Bu duruş devletin bekası açısından hayati bir meseledir.
Kültürel haklar elbette anayasal çerçevede korunur. Ancak bu haklar, milletin birliğine karşı kullanılmaya başladığında konu kültürel özgürlük değil, milli güvenlik olur. Bizim iktidarımızda bu konular laçkalaştırılmayacak; devlet, milli kimliğini koruyacaktır.
“Bu Ülkede Herkes Türk’tür Nokta!”
Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlık tanımı nettir: Bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür! Kimi etnik milliyetçiler gibi, bu ülkenin birlik zeminini dinamitlemeye çalışanlara bu gerçeği bir kez daha hatırlatalım: Türkiye mozaik değil, millettir!
“Ben Türk değilim!” diyen varsa, önce aynaya baksın, sonra elini vicdanına koysun. Çünkü o nüfus cüzdanında taşıdığı vatandaşlık bir cüzdan hakkı değil, milletin ona sunduğu bir aidiyetin adıdır. Eğer hâlâ ısrar ediyorsa, o zaman bu vatandaşlık bağını devlet gözden geçirir.
Kültürünü yaşamak isteyen yaşasın, ama bu ülkenin adını, milletin kimliğini tartışmaya açamaz. Bizim meselemiz net: Türk milletine bağlıysan bu ülkenin eşit ferdisin. Aksi iddia edenin aidiyeti de zayıftır, bağları da kopuktur.
İktidara geldiğimizde bu kimlik oyunlarına son vereceğiz. Devletin adı Türkiye, milletin adı Türk milleti. Bunu beğenmeyen, kendi yolunu çizsin!
Yorumlar kapalı.