Türkleri asimile ettiler, evet yanlış duymadınız. Türkiye’de Türkler asimilasyona uğradı. Bu milletin kendi kimliğini, öz değerlerini, kültürünü yok eden süreç öyle bir günde olmadı; adım adım, planlı ve sistematik şekilde yürütüldü.
Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün modernizasyonu, milletin bağımsızlığını koruyarak çağdaş uygarlık seviyesini yakalama hedefi idi. Fakat Atatürk’ün vefatıyla birlikte bu süreç kesintiye uğradı. Atatürk’ün ölümü bir suikast mıydı, bu tartışılır ama kesin olan şu ki, onun ardından gelen İsmet İnönü ve ekibi hızla Batı taklitçiliğine yöneldi. Tıpkı 1862’de Babıali’de başlayan alafranga özentisi gibi, içi boş, bayağı, köksüz bir taklitçilik topluma dayatıldı.
Rus tehdidi bahanesiyle önce NATO’ya girildi, sonra Bretton ikizlerine dahil olundu. “Küresel sistemin bir parçası olduk” masallarıyla Türkiye’nin bağımsızlığına pranga vuruldu. CHP içinde yetişen kadrolar, Demokrat Parti aracılığıyla bu ülkeyi tabiri caizse Amerika’nın kucağına oturttu. Süt tozu, margarin dağıtarak, köylüyü küçük düşürerek, çiftçiliği hor görerek Türk toplumunun üretim gücü kırıldı. Şehirli olmak yüceltildi, köy ve köylü aşağılandı. Bu, sadece ekonomik değil, kültürel bir darbe idi.
Özal dönemiyle birlikte tüketim toplumu sürecine geçildi. “Kendi üreten değil, tüketen bir millet” modeli dayatıldı. Ancak bu süreçte daha tehlikeli bir şey oldu. Şehirlerde hor görülen, aşağılanan köylü ve çiftçi kimlik arayışına girdi. Bu arayışı doğru bir ideolojik yönelimle dolduracak milli bir yapı yoktu. Boşluğu tarikatlar ve cemaatler doldurdu. İnsanlar çocuklarını cemaatlere teslim etti, oradan medet umdu.
Ve AKP dönemiyle birlikte bu süreç tamamlandı. Din kisvesi altında topluma dayatılan Arap kültürü, Türk milletini kimliğinden kopardı. Arap özentisi, Arap yaşam tarzı, Arapça sözcüklerle bezenmiş sahte dindarlık Türk milletini ciddi bir asimilasyona uğrattı. Artık insanlar, farkında olmadan bu kültürel işgale teslim oldu. Çocuklarımıza bırakılan miras, Türk’ün töresi, Türk’ün kimliği değil; Arap kültürünün sahte parıltısı oldu.
Bugün AKP için “kemik kadro” diye tanımlanan kitleler işte bu asimilasyonun ürünüdür. Yüzyıllık bir proje, köyden kente göç, ekonomik bağımlılık, tüketim toplumu ve tarikat yapılanmalarıyla Türk milletini kendi özünden uzaklaştırdı.
Bu tablo, bize şu gerçeği gösteriyor: Türk milletini kurtaracak olan yine kendi özüne dönüşüdür. Ne Batı taklitçiliği ne Arap kültürü…
Türk milleti, kendi köklerine, kendi töresine, kendi kimliğine sahip çıktığı gün yeniden dirilecektir.
Yorumlar kapalı.