Kocaeli Kent Konseyi’nin yürüttüğü Yedep (Yerel Destek Programı) kamuoyuna “katılımcı, tarafsız ve şeffaf” bir proje destek mekanizması olarak sunulmuştu. Ancak geldiğimiz noktada sorular havada uçuşuyor, cevap ise yok. Suskunluk hâkim. Oysa atasözünde de denildiği gibi; “Susmak ikrardandır.”

Peki hangi projeler, hangi kriterlerle değerlendirildi?
Hangi projelere ne kadar destek verildi? Kabul edilmeyen projelerin gerekçeleri neler?
Proje değerlendirme süreçleri neden kapalı kapılar ardında yürütülüyor?

Gazetemizde çıkan haberler üzerine proje izleme uzmanı İmran Bey, bizi arayıp “tarafsız ve şeffaf olduklarını” söylemiş. İyi, hoş da, madem bu kadar şeffafsınız, neden kamuoyuna açık açık açıklamıyorsunuz?
“Keşke önce beni arasaydınız” diyerek bizi bilgilendirmek isteyen İmran Bey’in, öte yandan hangi STK’nın gazetemize bilgi verdiğini bulmak için cadı avına çıktığı, intikam duygusuyla hareket ettiği, hatta önceden kabul ettiği evrakları bile yeniden incelemeye aldığı iddia ediliyor.
Bu mudur tarafsızlık?
Bu mudur adalet?

Dürüst olduklarını iddia edenlere çağrımız nettir: Çoban Mustafa Paşa Camii Vakfı’na ve İlim Yayma Cemiyeti’ne ne kadar destek verdiniz?
Bu desteklerin kalem kalem miktarlarını kamuoyuna açıklayın. Ayrıca 5 milyon lira üzeri destek verdiğiniz projeleri, kurumları açıklayın da millet öğrensin.

Şeffaflık, sadece telefonla “biz dürüstüz” demekle olmaz.
Şeffaflık, belgelerle, rakamlarla, kamuoyunun gözü önünde olur. Eğer bu sorulara net cevap verilmeyecekse, o zaman Yedep’in tarikat ve cemaat fonladığı yönündeki iddialar daha da güç kazanacaktır.

Çünkü biz bu filmi defalarca gördük. Siyasal İslamcıların ortak özelliği bellidir: Bulundukları makamı kişisel hesaplaşma için kullanmak, intikam duygusuyla hareket etmek ve milleti kendi kapalı devre ağlarına mahkûm etmektir.

Bu milletin sırtından cemaatlere, vakıflara, derneklere, özellikle de ideolojik ve dini yapılanmalara “destek” adı altında milyonlar aktarılıyorsa, bunun adı proje destek programı değil, resmen fon aktarımıdır.

Yedep, şeffaflığını ispatlamak zorundadır. Aksi halde halkın hafızasında, “cemaat ve tarikat fonu” olarak kalacaktır.