Bazı kitaplar vardır; kapağını kapattığınızda bile zihninizde kapanmayan kapılar bırakır. Banu Avar’ın Zemberek adlı eseri tam da böyle bir kitap. Uykudan uyanmanın, unutturulan gerçekleri hatırlamanın, yeniden “biz” olmanın kitabı.
Avar, yıllardır televizyon ekranlarında olduğu kadar satırlarında da bir görev üstlenmiştir: Türk insanına aynayı tutmak. Bu kitapta da aynı misyonla kalemini bir uyarı ziline, adeta bir zembereğe dönüştürmüş. Çünkü milletlerin de tıpkı saatler gibi bir zembereği vardır; gevşerse, durur. Türkiye’nin zembereği uzun süredir gevşetiliyor. Kimisi medya ile, kimisi eğitimle, kimisi de sözde “medeniyet” adı altında dayatılan kültürel yozlaşmayla…
Avar, bu kitabında emperyalizmin yüzyıllardır uyguladığı yöntemleri, küresel ağların zihinlerimize ve devlet yapımıza sızışını, ülkemizi içeriden çözmeye çalışan akıl oyunlarını net, cesur ve yerli bir dille anlatıyor. Klişelere sığınmadan, romantizme düşmeden, ama umutla… Çünkü bu milletin genlerinde direniş, damarlarında bağımsızlık, ruhunda ise mücadele vardır.
Zemberek, yalnızca bir gazetecinin değil; bir Türk kadınının, bir yurtseverin kaleminden dökülen uyarı çığlığıdır. Kitabı okurken zaman zaman öfkeleniyor, zaman zaman gururlanıyor, bazen de “artık yeter” diyorsunuz. İşte bu bile, Avar’ın amacına ulaştığının göstergesi.
Bugün Türk milleti, her zamankinden daha fazla düşünmeye, sorgulamaya ve silkelenmeye muhtaçtır. Zemberek, tam da bu silkinişin kitabıdır. Her sayfası, bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor:
“Unutursan, seni unuttururlar!”
Avar, bu milletin belleğini taze tutan ender kalemlerden biridir. Ve Zemberek, sadece bir kitap değil, bir görev çağrısıdır. Uyanmak, hatırlamak ve yeniden ayağa kalkmak isteyen herkesin başucu kitabı olmalıdır.




Yorumlar kapalı.