Bugün Rusya Federasyonu’nun Kamçatka yarımadasında 8,9 şiddetinde deprem oldu. Dört ülke bu deprem ve sonrasında oluşan tutsunami nedeniyle etkilendi. Bu depremde bölgede yaralanan bile olmadı, tekrar ediyorum yaralanan bile olmadı.

Son iki hafta içerisinde ülkemizde;

Bebek katili, insanlık katili terör örgütünün kullandığı bir mağaraya giren askerlerimiz Metan gazı olarak rapor edilen bir gazdan etkilendiler ve 12 Vatan Evladımız şehit oldu.

Eskişehir’de orman yangınını söndürmeye çalışan 11 görevlimiz şehit oldu.

Hatay’da eğitim yapan askerlerimizden 2 tanesi sıvı kaybına bağlı oluşan çoklu organ yetmezliği ile şehit oldular.

Son iki hafta içerisinde ülkemizde görevleri başında şehit olan vatan evlatlarımızın maalesef sayısı bu. Evlere ocaklara düşen ateş gazetelerde televizyonlarda bir dakikadan kısa bir haber oldu. Hatay’da şehit olan askerlerimizin törenlerinde ailesi dışında devlet görevlisi bile yoktu.

Haftalardır ormanlarımız içerisindeki tüm canlılar ile birlikte yanıyor. On bin hektardan fazla alan yok oldu. Kaybettiğimiz yabani hayat sayısını bilmiyoruz. Evlerinden yurtlarından olan binlerce köylümüz var.

6 Şubat 2023’te on ilde yaşadığımız depremin büyüklüğü 7,7 idi ve devletin rakamlarına göre can kaybımız elli binin üzerinde oldu. Kamçatka’da ise neredeyse 9 şiddetinde deprem oldu yaralanan bile yok. Sadece iki haftada ülkemizde 25 vatan evladının şehit olduğunu da görünce, kader ve fıtrat’ın aslında bize ait değil bizi yönetenler ile ilgili olduğunu düşünüyor insan.

Ülkemizde birileri saçma sapan yetersizlikler, hatalar, yönetim kusurları ile hayatını kaybederken, kadınlarımızı, çocuklarımızı devlet olarak koruyamazken, kimse olanların sorumluluğunu almıyor, mesele kader denilip vicdanlarda soğutuluyor. Evet bir kader var o da kötü yönetilmenin kaderi.

Biz ölmeye devam ederken dünyanın başka ülkelerinde insanların mutlu ve huzurlu yaşamaları bizim kaderimiz mi? Yoksa kötü yönetildiğimiz için mi?