Halk Meclisi
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yorum-Analiz
  4. Mümkün olanı yapmak değildir başarı, başarı imkânsızı mümkün kılmaktır.

Mümkün olanı yapmak değildir başarı, başarı imkânsızı mümkün kılmaktır.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İmkânsızı Başarmak: Türk Tarihinin Işığında Bir Yol Haritası

Mümkün olanı yapmak değildir başarı, başarı imkânsızı mümkün kılmaktır. Bu söz, Türk tarihinin en zorlu anlarında, kararlılıkla ve vizyonla yazılmış destanların özünü yansıtır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta anlattığı mücadelelerden, Türk milletinin tarih boyunca gösterdiği dirence kadar, bu topraklar imkânsızı mümkün kılan kahramanlıklarla doludur. Gelin, bu sözü Türk tarihinin ışığında, Nutuk’tan ve geçmişten örneklerle açıklayalım ve bugünün Türkiye’si için ilham alalım.

Nutuk’tan Bir Işık: İmkânsızın Yeniden Yazıldığı An

Nutuk, Atatürk’ün 1927’de TBMM’de okuduğu, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini ve Cumhuriyetin kuruluşunu anlattığı eşsiz bir belgedir. Bu eserde, imkânsızı mümkün kılan bir ruhun izleri vardır. 1919’da Samsun’a çıkış, belki de bu ruhun en net ifadesidir. Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nın yıkımıyla dağılmış, Mondros Mütarekesi (1918) ve Sevr Antlaşması (1920) ile Türk milleti adeta yok oluşun eşiğine sürüklenmişti. Nutuk’ta Atatürk, bu karanlık tabloyu şöyle tarif eder: “Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harpte yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir mütareke imzalanmış. Büyük Harbin uzun seneleri zarfında, millet yorgun ve fakir bir halde.”

Bu umutsuzluk anında, Atatürk imkânsızı başardı. Samsun’da başlayan Milli Mücadele, Anadolu’nun dört bir yanını birleştiren bir ateş oldu. Nutuk’ta, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin örgütlenme mucizesi detaylıca anlatılır. Silahı olmayan bir halk, işgal altında bir vatan ve dağılmış bir orduyla, dünya güçlerine karşı durmak imkânsız görünüyordu. Ama Atatürk’ün liderliğinde, Türk milleti bu imkânsızı mümkün kıldı. 1922’de Sakarya ve Dumlupınar zaferleriyle işgalciler Anadolu’dan sürüldü; Lozan Antlaşması (1923) ile bağımsızlık tescillendi.

Türk Tarihinde İmkânsızı Başarmak

Türk tarihinin daha derinlerine insek, imkânsızı mümkün kılan başka örnekler de buluruz. Örneğin, 1071 Malazgirt Zaferi, Alparslan’ın sayıca üstün Bizans ordusuna karşı kazandığı bir mucizeydi. Türklerin Anadolu’ya kapılarını açan bu zafer, strateji ve inancın imkânsızı nasıl yendiğinin kanıtıdır. Yine, Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethi, dönemin en güçlü surlarını aşarak “imkânsız” denen bir hayali gerçeğe dönüştürdü. Bu zaferler, Türk milletinin zorluklar karşısında pes etmeyen ruhunu yansıtır.

Atatürk’ün farkı, sadece askeri zaferlerle yetinmemesiydi. Nutuk’ta, Cumhuriyetin kuruluşu sonrası devrimlerin hikâyesi, imkânsızı mümkün kılmanın başka bir boyutunu gösterir. 1928 Harf Devrimi, bir gecede alfabeyi değiştirerek okuryazarlığı yaygınlaştırmayı hedefledi. Nutuk’ta Atatürk, bu devrimi şöyle savunur: “Milletin, bu kadar kısa bir zamanda, yeni harflerle okuyup yazmayı öğrenmesi, cidden büyük bir muvaffakiyettir.” Kadınlara seçme ve seçilme hakkı (1934), laiklik ilkesinin yerleşmesi ve eğitimde birliği sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924) gibi adımlar, o dönemin toplumsal yapısında hayal bile edilemeyecek değişimlerdi. Ama Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyerek, bilimi ve aklı rehber edinip imkânsızı mümkün kıldı.

Bugünün Türkiye’si: Yeni Bir İmkânsız mı?

Bugün Türkiye, ekonomik krizler, toplumsal kutuplaşma ve liyakatsizlik gibi sorunlarla karşı karşıya. Enflasyonun %70’lere vardığı, genç işsizliğinin %25’i aştığı bir dönemde, umutsuzluk kolay bir tuzak. Ama tarih bize şunu öğretir: Türk milleti, en zor anlarda bile imkânsızı başarmıştır. Nutuk’taki ruh, bugün de yol gösterici olabilir. Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, halkın iradesinin her zorluğu yenebileceğini hatırlatır.

Peki, nasıl? Önce, eğitime sarılmalıyız. Bilimsel düşünceyi merkeze alan bir eğitim sistemi, gençlerimizi geleceğe taşıyabilir. Laiklik, toplumsal barışın anahtarıdır; din ve devlet işlerini ayırarak, herkesin eşit olduğu bir Türkiye kurabiliriz. Ekonomide şeffaflık ve liyakate dayalı yönetim, kaynakları doğru kullanarak refahı artırabilir. Ve en önemlisi, dayanışma: Türk milleti, tarih boyunca birleştiğinde imkânsızı başarmıştır.

İmkânsızı Mümkün Kılma Zamanı

Atatürk’ün Nutuk’ta bıraktığı miras, sadece bir tarih dersi değil, bir eylem çağrısıdır. İmkânsızı başarmak, korkuya teslim olmak yerine umudu seçmektir; dogmalara değil, akla sarılmaktır. Türk tarihi, Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Kurtuluş Savaşı’ndan Cumhuriyet devrimlerine kadar bu ruhun örnekleriyle doludur. Şimdi sıra bizde. İmkânsızı mümkün kılmak için, bir kez daha bilime, akla ve birliğe sarılma zamanı.

Mümkün olanı yapmak değildir başarı, başarı imkânsızı mümkün kılmaktır.
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin